Kim Kimdir?
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Yeni Başkanı: Nasır el Hariri
Nasır el Hariri, 28 Ağustos 1977’de Suriye’nin güneydeki Dera eyaletinde dünyaya gelmiştir. Hariri, Şam Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu olmasının yanında dahiliye ve kalp hastalıkları alanında yüksek lisans eğitimi almıştır. Uzun yıllar doktor olarak görev yapan Hariri, Dera Ulusal Hastanesi Başhekimliği ile Şam el Esed Hastanesi Başhekimliği görevlerini de icra etmiştir. 5 Haziran 2011’de Dera Özgür Tabipler Kurucular Kurulu üyesi olan Hariri, Suriye’deki halk ayaklanmasıyla birlikte muhalif kanatta yer almıştır. Bir dönem Ürdün’de muhalif faaliyetlerde bulunan Nasır el Hariri, birçok kez genel kurul üyeliği de yapmış olduğu SMDK’da 2015’de Genel Sekreter seçilmiştir. 2016’da seçildiği Yüksek Müzakere Heyeti Danışma Kurulu Başkanlığı görevinin yanı sıra 2017’de Cenevre görüşmelerinde SMDK Heyetine başkanlık etmiştir. Kasım 2017 ile Haziran 2020 tarihleri arasında da Yüksek Müzakere Heyetine Başkanlık etmiştir. 11 Temmuz 2020’de SMDK’nın 51. Olağan Genel Kurulu’nda 88 oyun 76’sını alarak Enes el Abde’nin yerine SMDK Başkanlığına seçilmiştir.
Rejimin Yeni Güçlü Aktörü: ‘First Lady’ Esma Esed
Ağustos 1975’te Londra’da doğan Esma, Humus kökenli Sünni bir ailenin kızıdır. Babası Fawaz el-Ahras, Londra’da görev yapan bir kalp cerrahı ve aynı zamanda İngiltere ile Suriye arasında işbirliğini amaçlayan “The British Syrian Society”nin kurucu üyelerindendir. Annesi Seher el-Ahras ise Suriye’nin Londra Büyükelçiliği’nde görev yapmış emekli bir diplomattır. King’s College’da Bilgisayar Bilimleri ve Fransızca lisans eğitimini tamamladıktan sonra Deustche Bank ve JP Morgan gibi kuruluşlarda finansal analist olarak görev alan Esma’nın Beşar Esed ile tanışması bu dönemde gerçekleşmiştir. Hafız Esed’in 2000 Haziran’daki ölümü sonrası oğlu Beşar Esed rejimin başına geçerken Esma ile Beşar’ın evlilikleri de bu lider değişiminden aylar sonra Aralık 2000’de gerçekleşmiştir. Böylece Esma Ahras, Suriye’nin yeni lideri ile evlenerek Esma Esed adıyla “first lady” konumuna geçiş yapmıştır. Esma Esed’in Beşar Esed ile evliliğinden Hafız, Zeyn ve Kerim adında üç çocuğu vardır. Rejimin haber kaynaklarında özellikle sivil toplum faaliyetleriyle gündeme gelen Esma Esed, kurucusu olduğu “Syria Trust for Development” örgütüyle ekonomi, eğitim, girişimcilik destekleri ve insani yardım alanlarında ön plana çıkmaktadır. Esma Esed rejim safında çatışmada ölen askerlerin aileleri ile yakından ilgilendiği izlenimini verecek şekilde çeşitli organizasyonlar da düzenlemektedir. Uluslararası çapta ünlü olan Vogue dergisi Esma Esed’i konu alan “Çöldeki Gül” başlıklı bir dosya yayınladı. Ancak iç savaşın çıkışı ve devamında rejimin işlediği savaş suçlarının etkisiyle uluslararası alanda Esma Esed’in “olumlu” yöndeki popüler imajı zarar gördü. Çok sayıda iş adamıyla birlikte kurduğu Souria Holding ile inşaat başta olmak üzere Suriye finans hayatında güçlü bir konum elde etmek isteyen Esma Esed, bir süre sonra kayınvalidesi Enise ve kuzeni Rami Mahluf’u engel olarak karşısında buldu. Bu yüzden Rami Mahluf’a karşı rejimin son dönemdeki sert müdahalesinde Esma Esed’in doğrudan etkisi olduğu iddia edilmektedir. Esma Esed rejim içerisindeki rolü ve savaştan elde ettiği büyük kazanç sebep gösterilerek Haziran 2020’de ABD tarafından Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası kapsamında yaptırım listesine alındı.
SİHA Operasyonuyla Etkisiz Hale Getirilen “Leyla Agiri” Kod Adlı PKK Mensubu: Filiz Aslan
Leyla Agiri kod adlı Filiz Aslan, 1973 yılında Van’ın Özalp ilçesinde doğmuştur. 1993’te PKK saflarına katılan Agiri, 1994-1995 yılları arasında PKK’nın Suriye yapılanması içerisinde ideolojik ve silahlı eğitim almıştır. Eğitim süresince PKK lideri Abdullah Öcalan’ın yakın ekibinde olduğu belirlenen Leyla Agiri, Irak’ın kuzeyinde yıllarca terör faaliyetinde bulunmuştur. HPG saflarındayken Bahoz Erdal’a karşı örgütlendiği gerekçesiyle örgüt tarafından tutuklanarak silahlı faaliyetlerden bir süre ayrı kaldığı belirtilmektedir. Leyla Agiri’nin PKK’nın lider kadrosuyla dağda çekilmiş fotoğrafları bulunmaktadır. Bu fotoğraflardan dikkat çekici olanı ise Paris’te öldürülen PKK üyesi Sakine Cansız’la olanıdır. Agiri’nin abisi Orhan Aslan da PKK yanlısı bir yayın organında gazetecilik faaliyeti yürütmektedir. Leyla Agiri’nin abisi Orhan Aslan ile birlikte terör örgütü kamuflajları ile dağda çekilmiş fotoğrafları bulunmaktadır. PKK’nın kadın örgütlenmeleri içerisinde üst düzey görevlerde bulunan Agiri, 2015-2016’dan beri de Suriye’de faaliyet gösterdiği belirtilmektedir. Leyla Agiri’nin 36 kişinin hayatını kaybettiği Ankara Güvenpark saldırısının planlayıcıları arasında olduğu iddia edilmektedir. Komalen Jinen Kürdistan (KJK) “Kürdistan Kadın Özgürlük Hareketi”ne bağlı  KJB (Yüce Kadınlar Topluluğu) Yürütme Konseyi üyesi olan ve Ayn el Arap’ta YPG’nin kentteki kadın örgütlenmelerden sorumlu olduğu belirtilen Leyla Agiri, 23 Haziran’da gerçekleştirilen SİHA saldırısı sonucunda, Ayn el Arap’ın Helince köyünde, PKK üyeleri Zehra Barkal, Emine Veysi ve Mizgin Halil ile birlikte öldürüldü. Leyla Agiri’nin öldürülmesi, PYD ve YPG’nin PKK’nın uzantısı olduğu gerçeğini ve YPG ile PKK arasındaki derin, yapısal ve hiyerarşik ilişkiyi gözler önüne seren diğer bir örnek olarak karşımıza çıkarmaktadır.
Rejimin En Önde Gelen Zenginlerinden Rami Mahluf’un Kardeşi: Hafız Mahluf
Muhammed Mahluf’un oğlu olan Hafız Mahluf, 1971’de Şam’da doğdu. Rejimin en önde gelen zenginlerinden Rami Mahluf’un kardeşidir. Hafız Mahluf, 1994’de Hafız Esed’in olağan varisi olarak gösterilen Basil Esed’in öldüğü trafik kazasından yaralı olarak kurtuldu. Mahir Esed ile yakın ilişkilere sahip olan Mahluf, kuzeni gibi sertlik yanlısı politikaları benimsemektedir. Rejim istihbaratında uzun süre olası iç tehditlere karşı kurulan Devlet Güvenlik Servisi olarak da bilinen Genel İstihbarat Direktörlüğü 40 No’lu Şubede görev almıştır. Ayaklanmanın ilk döneminde rejim ile göstericiler arasındaki gerilimin sulh ile çözülmesine karşı durup, gösterilerin şiddet yoluyla bastırılmasının (göstericilere ateş açılmasının) tercih edilmesinde ve Dera’daki gösterilerin sembolik merkezlerinden olan Omari Camii’nin şiddetle ele geçirilmesinde rol oynadığı iddia edilmektedir. Hafız Mahluf’un Dera, Duma ve Humus’ta göstericilere ateş açılması gibi hadiselerde doğrudan rolü vardır. Humus başta olmak üzere “şebbiha” olarak bilinen rejim yanlısı kriminal milis güçlerinin oluşturulmasında pay sahibidir. Emrindeki 40 No’lu Şube’de görevli personelle çok sayıda katliam ve işkenceye imza attığına dair iddialara ek olarak ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Samantha Power tarafından hazırlanan raporda Esed rejiminin savaş suçları işleyen figürleri arasında yer almaktadır. Şam’daki sistematik işkence merkezleri ile alakalı sorumlu olduğu düşünülen Hafız Mahluf, aynı zamanda Guta’daki kimyasal saldırının da olağan şüphelilerindendir. Savaş suçları başta olmak üzere mali ve askeri suçlardan ötürü AB, ABD, İngiltere ve Kanada’nın yaptırım listelerinde bulunmaktadır. 2015’te İran’ın Suriye’deki rolüne dair fikir ayrılıklarının da etkisiyle Esed rejimiyle kısa süreli ayrılık yaşamıştır. Görevlerinden el çektirilmesinin ardından Rusya’ya gitmiş 2017’de Tuğgeneral rütbesiyle tekrar istihbarattaki görevine geri gelmiştir. Bu dönemden itibaren mal varlığının ve ticari yatırımlarının büyük kısmının Rusya’da olduğu düşünülmektedir. Sadece Moskova’da sahip olduğu taşınmazların değerinin 22 milyon dolardan fazla olduğunu düşünülen Hafız’ın Rusya ve Lübnan’daki şirketleri üzerinden gerçekleştirdiği işlemler ile kara para akladığına dair iddialar bulunmaktadır. Hafız Mahluf’un İsviçre’deki mal varlıkları da yaptırımların hedefi olmuştur. Ömer Behram Özdemir 1 https://www.hrw.org/report/2011/12/15/all-means-necessary/individual-and-command-responsibility-crimes-against-humanity , Erişim Tarihi: 18 Haziran 2020. 2 https://blacklist.pro-justice.org/criminal/hafez-mohamad-makhlouf/ , Erişim Tarihi: 18 Haziran 2020. 3 https://syrianobserver.com/EN/commentary/58111/its-me-or-the-flood-assad-and-makhlouf.html , Erişim Tarihi: 17 Haziran 2020. 4 https://apnews.com/3372f65fb7484914ab5d26062c1d6b11/US-accuses-13-Syrians-of-responsibility-for-attacks,-torture , Erişim Tarihi: 18 Haziran 2020
Mahir Esed ve 4. Zırhlı Tümenin Kasası: Mohammad Hamsho
1966’da Şam’da doğan Hamsho, Şam Üniversitesi’nde Elektrik Mühendisliği bölümünden mezun oldu. 1990’lı yıllardan itibaren Mahir Esed’e yakınlığı sayesinde pek çok alanda aktif bir ticari figür haline geldi. Beşar Esed ve Mahir Esed başta olmak üzere rejimin önemli aktörleriyle olan yakın ilişkileri ABD Hazine Bakanlığı tarafından 2011’de mali yaptırım listesine alınmasına yol açtı.[1] Saddam yönetiminin uluslararası yaptırımlarla yüzleştiği dönemde Saddam rejimi adına kara para akladığına dair iddialar bulunmaktaydı. Ayrıca o dönemde Şam ve Bağdat arasındaki petrol anlaşmalarında etkin rol oynadığı da iddia edildi.[2] 2014’ten beri Şam Ticaret Odası Sekreterliği görevini yürütmekte olan Hamsho aynı zamanda 2015’te faaliyete geçen Maden Kurulu’nun direktörü ve kurucusudur.[3] 2016’dan itibaren Suriye parlamentosunda Şam vekili olarak görev yapmaktadır. Hamsho, International Group, al- Shahba Yatırım ve Turizm Şirketi, al- Shahba Telecom, Dawa Şirketi, Hamsho Yatırımcılık, Sham Medical Care, Saif al- Sham Machinery ve Tatweer LCC şirketlerinde farklı pozisyonlarda görev yapmaktadır. Bu şirketler, sağlık, altyapı, inşaat, petrokimya, emlak, spor gibi pek çok farklı sektörde faal olarak faaliyet göstermektedir. İran ile ticaret ve yatırım alanlarında işbirliğine dair mutabakatların imzalanmasında pay sahibi olan Hamsho, 2019’da özel sektör temsilcilerinden oluşan bir delegasyonun başı olarak da Birleşik Arap Emirlikleri’ne giderek ticari işbirliğine dair temaslara öncülük etti. Ülkenin yeniden inşasında etkin olmak isteyen Hamsho, muhalif kaynaklara göre Kabun bölgesinden çatışma sebebiyle kaçan sivillerin geri dönüşünü engelliyor. Bu bölgenin yeniden inşa planının kendi menfaati doğrultusunda şekillenmesi için Mahir Esed’in 4. Zırhlı Tümen’inden destek almakta.[4] Hamsho, 17 Haziran 2020’de ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan yaptırımlar listesinde yer aldı. Aynı zamanda eşi Rania Dabbas ve oğulları Ali, Ahmed ve Amr Hamsho da yaptırım listesine dahil oldular.[5] Ömer Behram Özdemir [1] https://www.treasury.gov/press-center/press-releases/Pages/tg1269.aspx , Erişim Tarihi: 17 Haziran 2020 [2] https://www.haaretz.com/middle-east-news/syria/.premium-the-land-of-opportunity-who-gains-the-most-out-of-syria-s-civil-war-1.7492322 , Erişim Tarihi: 17 Haziran 2020. [3] https://english.enabbaladi.net/archives/2019/09/mohammed-hamsho-corruption-with-multiple-bodies-but-one-head/ , Erişim Tarihi: 17 Haziran 2020. [4] https://syrianobserver.com/EN/features/53076/how-did-syrian-businessman-mohamed-hamshou-strip-al-qaboun-real-estate-from-its-owners.html, Erişim Tarihi: 17 Haziran 2020. [5] https://www.treasury.gov/resource-center/sanctions/OFAC-Enforcement/Pages/20200617.aspx , Erişim Tarihi: 18 Haziran 2020.
Hafız Esed’in Nusayri Sermayedarı: Muhammed Mahluf
Muhammed Mahluf, Nusayri Haddad aşiretine bağlı Mahluf ailesinin bir ferdi olarak 1932’de dünyaya geldi. Mahluf, Hafız Esed iktidarında öne çıkan yegane Nusayri sermaye unsuru olarak göze çarpmaktaydı. Yolsuzluklar yoluyla zenginleşen Mahluf’un idaresindeki rant düzeni, doğrudan Esed rejiminin fon kaynağı olduğu için Mahluf o yıllarda herhangi bir soruşturma geçirmedi. 1972’de Devlet Tütün İşletmeleri’nin başına getirildi. Yasal ve kaçak tütün ticaretinden aldığı paylarla zenginleşmeye başladı. Suriye’de üretilen tütünü kendisine ait Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) merkezli bir tütün şirketi üzerinden yurt dışına satıyordu. İthal sigaraların Suriye içerisindeki satışından pay almaya başlayan Mahluf, devam eden süreçte ülkeye giren kaçak sigaralardan da büyük pay almıştı. Osmanlı idaresi döneminde de Nusayri aşiretlerin etkisinin büyük olduğu bölgedeki tütün ticaretinin bir numaralı kazananı oldu. 1985’te Devlet Emlak Bankası’nın başına getirildi. 1980 sonrası Suriye’de yaşanan inşaat furyası döneminde kredi karşılığı aldığı paylardan dolayı “Bay %10” lakabıyla bilindi. Kendisinden onay alınmadan herhangi bir proje hayata geçmiyordu. Mahluf, 1980’li yıllarda Suriye’nin petrol ihracında Petrol Bakanlığı’nın Yunanistan ve GKRY merkezli şirketlere petrol satışlarından sabit paylar alarak kazanç sağladı. 2004’te bu görevden emekli oldu. 2004’te Devlet Emlak Bankası’ndan emekliliği sonrası Suriye’nin uluslararası ilişkilerinde etkinlik arttırma çabalarına girişerek bazı batılı yetkililer ve ticaret adamlarıyla yoğun temaslarda bulunmuştur. Fakat Şam’ın dış politikasında etkin gözükme çabaları Beşar Esed tarafından engellenmiştir. Yurt dışı birikimlerinin bir kısmını olası ambargolara karşı sahte isimlere açılan hesaplarda sakladığı düşünülen Mahluf’un servetinin önemli bir kısmının ise Rus bankalarında bulunduğu iddia edilmektedir. Beşar Esed ile oğlu Rami arasında yaşanan gerilimin büyümesi üzerine Rusya’da yaşayan Muhammed Mahluf’un Moskova’dan Şam’a gelerek arabuluculuk rolü üstlenmek istediği iddiası da Suudi medyasında yer almıştır. Muhammed Mahluf’un Esed rejimi ile bağlantıları da bilinen 4 oğlu vardır. Rami ve İhab ticari figürler olarak ön plana çıkarken Hafız ve İyad ise ordu ve istihbarat içerisindeki rolleri ile bilinmekteler.  
Esed Rejiminin En Zengin İş İnsanı Rami Mahluf
Ramı Mahluf 1969 yılında Şam’da doğdu. Mahluf,  Hafız Esed’in eşi Enise Mahluf’un yeğenidir. Beşar Esed’in kuzeni olan Ramı Mahluf, 1993’te Şam Üniversitesi’nde İnşaat Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Gençliğinden itibaren Beşar Esed ile oldukça yakın ilişkilere sahipti. Telekomünikasyon, Bankacılık, Emlak, Sigorta, Gümrükten muaf malların ticaretine kadar pek çok alanda Suriye’nin en önde gelen tüccarı olan Mahluf,  Esed rejimine başından itibaren en büyük fon sağlayıcısı olurken Beşar Esed’in Suriye ekonomisine dair planlarının sahadaki uygulayıcısı oldu. 1999’da Mısırlı iş adamı Saviris ile ortaklaşa kurduğu “Syriatel” ile telekomünikasyon alanında etkin oldu. 2001’de Syriatel ile ülkenin GSM altyapısı için kazandığı yap-işlet-devret ihalesi sonucu Syriatel, 15 sene boyunca bu alanda tekelleşme imkanı buldu. Rejim söz konusu ihale için oldukça dar bir zaman aralığı içerisinde başvuru imkanı sunarak pratikte Syriatel harici herhangi bir şirketin ihaleye taraf olmasının da önüne geçti. 2006’da Suriyeli 71 büyük iş adamını aynı çatı altında topladığı Cham Holding’i kurarak özel sektörün üçte ikisi üzerinde kontrol sağladı. Şam Borsası’nın açılmasının ardından ise Cham Capital  isimli bir aracılık şirketi kurarak borsaya girdi. Kısa süre içerisinde çok sayıda borsada işlem gören şirket kuran Mahluf, bu şirketlerin bir kısmını kendi adına bir kısmını da kendisine ait el-Mashrek Yatırım Fonu’na kaydetti. Beşar Esed yönetiminin banka ve sigortacılık alanlarında liberalleşme hamlelerini takiben Lübnan merkezli Byblos Bankası’nın Suriye uzantısına ortak olan Mahluf ayrıca Ulusal Sigorta Şirketi üzerinden de sigortacılık alanına yatırım yaptı. Kendisine ait Lama Group ise ülke içerisinde inşaat alanında kamu destekli çok sayıda projeye imza attı. Amerikan Hazine Bakanlığı’nca 2008’de Suriye’deki yolsuzluklardan kazanç sağladığı gerekçesiyle yaptırım listesine alınan Mahluf, Avrupa Birliği (AB) tarafından da 2011’de Suriye rejimine destek verdiği gerekçesiyle yaptırım listesine konuldu. 2010’da Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) vatandaşlığına geçen Mahluf’un vatandaşlığı ise AB yaptırımlarının ardından iptal edildi. 2019 ve sonrası dönemde Mahluf’un rejim ile arası bozulmaya başladı. Rejimin içinde bulunduğu maddi darboğaz karşısında rejimin borçlarına eskisi gibi karşılıksız fon sağlama hususunda tereddütlü olan Mahluf’un ülke içerisindeki varlıklarına el konulması süreci başladı. Nusayri topluluk içerisinde savaş öncesi olduğu gibi savaş sonrası da Nusayrilerin istihdamı ve milis yapıların fonlanması gibi alanlarda ön plana çıkarak Nusayri kitlede büyük bir saygı kazanan Mahluf aynı babası gibi Suriye Sosyalist Milliyetçi Partisi’ne bağlıdır. Ayrıca bu partiye maddi destekte bulunmuştur.
Suriye Milli Ordusu 1. Kolordu Komutanı: Muataz Reslan
Muataz Reslan, 1969 yılında Hama/El-Temani El-Gân’da dünyaya geldi. 1987’de Hava Harp Fakültesine girdi. 1990 yılında teğmen rütbesiyle mezun oldu. Mezun olduktan sonra Albay rütbesine kadar yükseldi. Bu süreçte birçok kursa katıldı. Kaptan, filo komutanı gibi birçok yerde görevde bulunan Reslan, 2006 yılında genel komutanlıkta görev aldı. Suriye devriminin başlamasına müteakip 2012 yılında Esad ordusundan ayrılarak muhaliflerin safında mücadele etmeye başladı. İdlip kırsalında Vakkas Tugayını kurdu. Ardından Rakka’da 7. Tugay Komutanı ve Askeri Meclis Başkanı olarak görev yaptı. Sonraki süreçte Cebel el Zaviye’de Özel Kuvvetler Komutanlığı, Ceyş El Tahrir’de siyasi büro şefliği ve Suriye Milli Ordusu’nun kurulum aşamasında Ceyş el Nukba Komutanlığı gibi görevlerde bulundu. SMO’nun kuruluşunda yer alarak 1. Kolordu komutanlığa getirildi. Halep, Hama ve İdlip kırsalında Rejime karşı operasyonlara katıldı. Fırat Kalkanı Harekatında DEAŞ’a karşı; Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Harekatlarında ise PKK’ya karşı mücadele etti. Muataz Reslan halen 1. Kolordu komutanlığına devam etmektedir.
Esed Rejiminin Dış Yüzü: Başbakan Yardımcısı, Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Velid el Muallim
Velid Muhi Edine el Muallim, sünni bir ailenin çocuğu olarak, 17 Temmuz 1941’de Suriye’nin başkenti Şam’ın Mezzah kentinde dünyaya geldi. 1948 yılında başladığı eğitim hayatına 1960 yılına değin Suriye’de devam etti. Daha sonra Kahire Üniversitesi’nde iktisat alanında lisans eğitimini tamamlayarak Suriye’ye döndü. 1964 yılında Dışişleri Bakanlığı’nda göreve başlayan Velid Muallim, Suriye’nin Tanzanya, Suudi Arabistan, İspanya ve İngiltere temsilciliklerinde görev yaptı. Velid el Muallim, ilk büyükelçilik görevini 1975 yılında Suriye’nin Romanya Büyükelçisi olarak icra etti. 1980 yılına kadar burada görevde bulundu. 1990 yılında ABD büyükelçiliğine görevinde bulunana kadar Dışişleri Bakanlığı’nda muhtelif görevlerde çalıştı. 2000 yılına değin sürdürdüğü ABD büyükelçiliği görevinin ardından Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak atandı. 9 Ocak 2005 tarihinde yeniden atandığı Dışişleri Bakan Yardımcılığı görevine Cumhurbaşkanı Beşar Esed tarafından Lübnan dosyası ile ilgilenme görevi verildi. 11 Şubat 2006 yılında selefi Faruk el Şara’nın yerine Dışişleri Bakanı olarak seçildi. 14 yılı aşkın bir süredir devam ettirdiği bu görevini sürdürmektedir. Evli ve 3 çocuk sahibi olan Velid el Muallim’in, ayrıca 4 kitabı bulunmaktadır. 2011 halk ayaklanmasından bu yana, Esed rejiminin en büyük savunucularından biri olan Velid el Muallim, uluslararası birçok platformda rejim savunusu gerçekleştirmiştir. 14 Nisan 2011’de gerçekleştirilen değişiklik sonrası yalnızca Dışişleri Bakanı olarak değil, Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı olarak kabinede görev almıştır. Velid el Maullim, 23 Haziran 2012’de kurulan kabinede Dışişleri Bakanlığı görevinin yanı sıra Başbakan Yardımcılığı görevine getirilmiştir. Kabine değişikliklerine rağmen bu görevini sürdürmektedir.
Beşar Esed’in Kardeşi, Rejimin 2 Numarası: Mahir el Esed
Mahir el Esed, Hafız el Esed’in üçüncü oğlu olarak 8 Aralık 1967’de dünyaya geldi. Günümüz Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed’in kardeşidir. Mahir el Esed henüz 2 yaşındayken babası Hafız el Esed’in askeri bir darbe ile Suriye’de iktidarı ele geçirmesi sonucunda, devlet başkanının oğlu olarak büyüdü. Şam Üniversitesi’nde makine mühendisliği bölümünü bitirse de askeri kariyeri tercih ederek Askeri Kolej’e yazıldı. Mahir el Esed’e ilişkin açık kaynaklarda oldukça sınırlı bilgiler olmasına rağmen, hızla askeri rütbeleri atlayarak ve fiili görevlerle ordu ve mevcut rejim içerisinde kritik rollerde bulunduğu ifade edilmektedir. Mahir, 1984 yılında Hafız el Esed karşı darbe girişiminin ardından rejimi korumak amaçlı kurulan 4. Zırhlı Tümen’e bağlı 42. Zırhlı Tugayın başında yer alsa da, 4. Zırhlı Tümeni fiilen yöneten isim olarak belirtilmekteydi. 2017 yılında general rütbesini almasının ardından, Nisan 2018’de 4. Zırhlı Tümeni’nin resmen başına getirildi. Halen bu görevi yürütmektedir. 2004 yılında Kamışlı’da Kürtlere karşı, 2008 yılında da Sednaya hapishanesinde mahkumlara karşı yaşanan insan hakları ihlallerine doğrudan müdahil olduğu ifade edilmektedir. 2011’de başlayan halk ayaklanmasının ardından isyanların bastırılmasında şiddeti ön plana alan zihniyetin rejim içerisindeki önemli bir temsilcisi olmuştur. Aynı zamanda Mahir el Esed, 21 Ağustos 2013’te Guta’da düzenlenen kimyasal saldırılardan da sorumlu tutulmuştur. Nitekim saldırılarda kullanılan sarin dolu roketlerin 4.Zırhlı Tümen’e bağlı birimler tarafından atıldığı raporlarda yer almıştır. Rejime bağlı şebbiha birlikleri üzerinde de etkili olduğu ifade edilen Mahir’in aynı zamanda örtülü bir şekilde ticari şirketleri olduğu belirtilmektedir. Uluslararası ve yerel basında, Mahir el Esed hakkında İran ile yakın ilişkilere sahip olduğu bu nedenle Rusya ile sorunlar yaşadığı iddiaları bulunmaktadır. Bu profil Kutluhan Görücü ve Mümin Ahmedoğlu’nun çalışmaları ile hazırlanmıştır. Kaynak: Bloomberg, Foreign Policy, The Syrian Observer, Şark el Awsat, Suriye Gündemi