Suriye Demokratik Türkmen Hareketi Lideri Abdulkerim Aga ile Röportaj
30 Mart 2020

“Önce İsrail’in sonra Esed rejiminin zulmüne maruz kaldık”

Suriye Türkmenlerinin hak ve çıkarlarını korumak amacıyla kurulan Suriye Demokratik Türkmen Hareketi’nin lideri Abdulkerim Aga, Golan Türkmenlerinin yaşadığı sıkıntılardan Bahar Kalkanı harekatına kadar birçok konuyu Suriye Gündemi’ne değerlendirdi.

Golan Türkmenlerin olan Aga, 1954’de şuan İsrail işgalinde olan Kadriye köyünde dünyaya geldiğini işgal sırasında Aşiret lideri olan babası Faiz Aga öncülüğünde İsrail’e karşı topraklarını koruyabilmek adına mücadele ettikleri anlattı.

O dönem bölgede 30 Türkmen köyü bulunduğu belirten Aga, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İsrail 1967’de Golan Tepelerini işgal ettikten sonra Türkmen ve Arap köylerini boşaltı. O zaman Suriye’de 250 bin kadar nüfusumuz vardı. Golan’da kimse kalmadı. Bizi Şam’a kovdu. Şam’da ilk okulu, liseyi ve üniversiteyi okudum. Makine mühendisi olduktan sonra 13 yıl çeşitli şirketlerde çalıştım. 1992’de Türkiye’ye geldim. Türkiye’de çeşitli mühendislik firmalarında çalıştım. Suudi Arabistan’da makine mühendisi olarak 1994’den 1998’e kadar çalıştım. Rakka tarafına döndüm. Süleyman Şah türbesinin restorasyon çalışmalarında da görev yaptım.”

Suriye iç savaşı başladıktan sonra Golan Türkmenlerinin büyük bir çoğunluğunun Türkiye’ye göçtüğünü ifade eden Aga, “Şam’da rejim bizim mahalleleri yıktı, dağıttı. Orada kalan Türkmenler de Şam’ın çevrelerinde yaşıyorlar. Ekonomik şartları da çok kötü. O insanlar şimdi çok ızdırap çekiyorlar. Türkiye’ye gelenler Osmaniye Antakya Gaziantep’e yerleşti Bir bölümü de Avrupa’ya gitti. “Önce İsrail’in sonra Esed rejiminin zulmüne maruz kaldık.” diye konuştu.

“Biz Türkmenler, Türkiye’nin uzantısıyız”

Suriye’de çatışmalar başladıktan sonra Suriye’ye döndüğünü dile getiren Aga, şunları ifade etti:

“Suriye’de 3.5 milyon Türkmen olmasına rağmen, muhalifler hep bizi görmezden geldi. Konuştukları zaman Araplar Kürtler Çerkezler derlerdi ama Türkmenlerin adını dile getirmezlerdi. Ben de orada sorardım ‘Niye Türkmen’leri gündeme getirmezsiniz?” diye. Biz 2012 Mart’ta Suriye Demokratik Türkmen Hareketi adında bir örgüt kurduk. Türkmenlerin hakkını savunmak için kurduk. Suriye Ulusal Konseyi’nde o dönem bizim Türkmenler’den kimse yoktu. Muhalifleri temsil eden bir kuruluştu. Koalisyon kuruldu o dönem bizim arkadaşlardan 3 üye verdik. Muhalefetin sözlüğünde Türkmenlerin adı anılmaya başladı.

Biz Türkmenler, Türkiye’nin uzantısıyız. Muhalefet, Türkiye’den lojistik destek almalarına rağmen bizi gözardı ettiler.

Suriyeli muhalif Araplardan izin almadan bir yere gidemezdik. Türkmenlere ‘bizim çocuklar’ dedikleri için bize yeterli önemi vermediler. Araplara Kürtlere başka gruplara daha çok önem verdiler. Uzun süre Türkmenler olarak muhalefetin içinde güçlü değildik.

Türkmenler, Araplara Kürtlere referans olacakken, diğer gruplar Türkmenlere referans oluyordu.”

Aga, İran’ın mezhepçi politikalar izleyerek Hizbullah’ı bölgeye getirdiğini belirterek, “Türkiye istese bölgede Lübnan’da bir sürü Türk vardır. Türkiye bunlara önem vermesi lazım. Filistin’de bir sürü Türk var ancak kimsenin haberi yoktur. İsrail’in içinde Türkler vardır. Orada yaşayan Türkler için okul açılması lazım. Irak’ta olsun Filistin Lübnan’daki Türkler için okul açılmalı dillerinin yok olması önlemeli.” değerlendirmesinde bulundu.

“Biz Türklüğümüze önem verirsek dünyaya barış ve insanlık getiririz”

İsrail lobisinin dünyada çok güçlü olduğunun altını çizen Aga, şunları söyledi:

“İsrail, bu işi çok iyi yapıyor. Gittikleri ülkede bir Yahudi varsa destek veriyor, yetiştiriyor, para veriyor onu iş adamı yapıyor. Daha sonra kendisinin mümessili olarak atıyor o ülkeye. Biz Türklüğümüze önem verirsek dünyaya barış ve insanlık getiririz. Biz insana insanca bakan bir toplumuz. Bin sene yönetmişiz Ortadoğu’yu kimsenin diline dinine karışmamışız. Her insanın hayatına saygılı olduk. Dünya’nın yeniden Türklere ihtiyacı var. Bakın Suriye’de 1 milyon kişi ölüyor. Türkiye’den başka kimse elini uzatmıyor. Dünya, sanki uzayda olan bir hadise olarak yaklaşıyor. İdlib’e kimse elini uzatmıyor. ‘Durdurun bu katliamı’ kimse demiyor.

Bakın Maarat El Numan’da 80 bin nüfus vardı. Rejim yıktı orayı şehri yok etti. Kimse de demedi ‘Bu milleti niye öldürüyorsun?’ Dünya’nın bizim adaletimize ihtiyacı var.”

Abdulkerim Aga, Suriye Demokratik Türkmen Hareketi Başkanı olarak kısıtlı imkanlarla hala hareketi ayakta tutmaya çalıştığını Suriye meselesi üzerine çalışmalar yaptığını, Türkiye ve Avrupa’da Türkmenlerini sesini duyurmak için çeşitli programlara katıldığını bildirdi.
“İmkanlarımız kısıtlı, kendi yağımızla kavrulmaya çalışıyoruz.” diye konuşan Ağa, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Suriye’de Türkmenlerin varlığını devam ettirmek için, toplantılara katılıyoruz. Bazı muhalifler bizim görüşlerimizi alıyor. Başka oluşumlar dünyayı dolaşıyor. Amerika’ya Avrupa’ya gidiyor konuşuyor. Uluslararası kuruluşlar bizim için “Bunlar Türkiye’nin sözünden çıkmazlar, bunların görüşünü almaya da gerek yok” şeklinde yaklaşımları oluyor. Suriye’de Kürtler Fransa’yla ABD ile görüştü. Ama bu devletler Türkmenleri yok sayıyor. Muhatap almıyor. Biz 3.5 milyon Türkmeniz, Türkmenler, istedikleri hakkı alamıyorlar.

Suriye Türkmenleri bir meclis kurdu. Bu mecliste Türkmenlerin ileri gelin insanları var. Suriye Türkmen Meclisinin yanında diğer Türkmen hareketleri de muhatap alınmalı. Biz burada büyük bir toplumuz. Geldik Türkiye’ye dil öğreniyoruz köklerimizi öğreniyoruz. Devlet kurumlarından biz pozitif ayrımcılık istiyoruz. Biz demiyoruz ki ‘Araplara ve Kürtlere bir şey yapılmasın’ ancak Türkmenlere daha özen gösterilmesini talep ediyoruz.”

Bahar Kalkanı Harekatıyla rejim ve Rusya’nın olası katliamlarının önüne geçildiğini vurgulayan Aga, Türkiye’nin bölgede var olmasının tarihsel bir sorumluluk olduğunu belirtti. Bu harekatla birlikte yoğun bir göç hareketliliğinin engellendiğini ifade eden Aga, bölgedeki Türkmen, Arap ve Kürtlerin Türkiye’ye minnettar olduğunu kaydetti.