Suriye’de Türkmen Siyaseti: İstifalar, İhtilaflar ve Sorunlar
21 Mayıs 2020

Suriye Türkmenlerinin çatı örgütlenmesi olan Suriye Türkmen Meclisi (STM) başkanı Muhammed Vecih Cuma’nın istifa etmesi, Suriye Türkmenlerini ve Türkmen siyasetini yeniden bir cenderenin içine soktu. Şubat 2018’de 4. Olağan Genel Kurul toplantısında ilk kez başkanlığa seçilen Cuma, geçtiğimiz yıl yapılan genel kurulda yeniden başkan seçildikten bir süre sonra istifa ederek başkanlık makamından ayrıldı. Vecih Cuma’nın yerine henüz bir başkan seçilemedi. Ayrıca mevcut meclis üyeliklerinin düşürülmesini isteyen parti ve sivil toplum kuruluşları bulunuyor. Süreç giderek karmaşık bir hal alırken, Türkmen siyaseti oldukça sancılı bir dönemin kapılarını aramanın da ötesine geçti. Peki bu duruma nasıl gelindi?

Tarihi Çobanbey Kongresi

Suriye Türkmen Meclisi, 24 Kasım’da 5. Olağan Genel Kurul toplantısını gerçekleştirerek geçmiş dönemde de meclis başkanlığı görevini yürüten Muhammed Vecih Cuma’yı yeniden meclis başkanlığına seçti. İlklere sahne olan kongrede, Vecih Cuma ikinci kez meclis başkanlığına seçilen ilk başkan olurken, kongrenin Halep’e bağlı Çobanbey kasabasında gerçekleştirilmesi de bir ilk olarak kayda geçti. Suriye Geçici Hükümeti Başbakanı Abdurrahman Mustafa ve SMDK Başkanı Enes el Abde’nin katılım sağladığı kongreye, Türkiye’den de Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran katıldı.[1] Bu açıdan da yıllar sonra ilk kez Türkiye’den Dışişleri Bakan Yardımcısı seviyesinde bir isim, Suriye topraklarına girerek bir siyasi faaliyete katılmış oldu.

Kongreye Nasıl Gidildi ve Sonuçları Ne Oldu?

8 Temmuz 2019’da kamuoyuyla paylaşılan yeni meclis tüzüğü[2]ne göre meclis çatısı altında faaliyet gösteren siyasi partiler kongrelerini Suriye’de gerçekleştirmesini zorunlu hale gelmişti.

Suriye Türkmen Milli Hareket Partisi, Suriye Türkmen Kitle Partisi, Suriye Türkmen Kalkınma (Nahda) Partisi ve Suriye Türkmen Milli Vefa Partisi’nin kongrelerini Çobanbey’de gerçekleştirmesinin ardından meclis başkanlığı seçimlerine geçilmişti.

5. Olağan Genel Kurul, Barış Pınarı Harekatı’nın başlamasıyla ertelendi. Bu nedenle 24 Kasım’a sarkan toplantı yeni meclis tüzüğü doğrultusunda Halep’e bağlı Çobanbey beldesinde gerçekleştirildi. Yaklaşık 500 delegenin katılım sağladığı toplantıda, delegeler meclis üyelerini, meclis üyeleri de meclis başkanını seçti. Tek aday olan Vecih Cuma, bağımsız üye olarak yeniden meclis başkanlığına seçilmiş oldu. Kongre sonucunda 34 bağımsız, 16’ı da partili isim meclis üyeliğine seçildi. Bağımsız üyelerin %35’i Halep’ten, %26’sı Hama-Humus-İdlib’ten, %21’i Lazkiye-Tartus’tan, %12’si Golan-Şam’dan ve %2’si de Rakka eyaletlerinden seçildi. Partili üyelerde ise Milli Hareket Partisi 6 meclis üyesiyle, 4’er üye ile Kalkınma Partisi ve Kitle Partisi, 2 üye ile de Vefa Partisi meclis bünyesinde kendisine yer buldu.

25 Ağustos 2019’da[3]  kurulan ve Humus’luların  çoğunlukta olduğu Vefa Partisi, Türkmen Meclisi’nde yer aldı. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı Harekatı bölgelerinde yaşayanlar ve Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan Humus kökenli Türkmenlerin oluşturduğu parti, aslında Türkiye’nin bölgedeki varlığının ne derece hayati öneme sahip olduğunun da bir göstergesi olarak karşımızda duruyor.[4] Kendi şehirlerinde olmasa da göç ettikleri bölgelerde yaşayan Türkmenler, siyasi faaliyetlere başlarken Barış Pınarı Harekatı (BPH) ile PKK/YPG’den kurtarılan Tel Abyad & Resulayn Türkmenlerine de öncü rol oynamış oluyor. Nitekim BPH ile özgürleştirilen Tel Abyad & Hamam Türkmen bölgesinde Türkmen nüfusun mukim olduğu biliniyor.[5] Yakın bir dönemde bölge Türkmenlerinin de siyasi ve kültürel alanlarda örgütlenerek Türkmen Meclisi içerisinde Rakka Türkmenlerini daha güçlü bir şekilde temsil edebileceğini öngörebiliriz.

Vecih Cuma Dönemi Türkmen Siyaseti, İhtilaflar ve Kronik Sorunlar

Yukarıda anlatılan kongre öncesi dönem, yaşanan gelişmeleri aktarmakta ancak yaşanan siyasi gelişmeleri ele almamaktaydı. Bu bölümde hem Vecih Cuma dönemi siyasete kısaca değinilecek hem de ihtilaf ve kronik sorunlar ele alınacaktır. Özellikle de kronik sorunlara dikkat çekilerek, mevcut durumun analizi ve pek tabii olarak izahı yapılmaya çalışılacaktır.

Vecih Cuma, göreve geldiği Şubat 2018’den itibaren kısa sürede Türkmenler açısından önemli ve tartışmalı kararlara imza attı. Kasım 2018’de gerçekleştirilen Sancak Kongresi ile Temmuz 2019’da kamuoyuyla paylaşılan tüzük değişikliği ve yeni tüzük uyarınca Suriye’de faaliyet gösterme iradesi bu kararlardan bazılarıydı. Türkmen siyasetinin kronik sorunları, geçmiş ihtilaflar ve siyasi çekişmeler ise meclisin bagajı olarak Vecih Cuma döneminde de sürdü. Vecih Cuma’nın yaklaşık 2 yıllık yönetiminin en belirgin farklılığı ise faaliyetleri Suriye sahasında gerçekleştirme kararlılığıydı.[6]

Esasen bugünü oluşturan siyasi gelişmeleri ve tabii olarak siyasi ihtilafları, Vecih Cuma döneminde gerçekleştirilen Sancak Kongresine kadar götürmek mümkündür. O dönemde seçilen sancağa ve kongrenin yapılış şekline gerçekleştirilen muhalefetten başlayan süreç, ilan edilen yeni tüzüğe karşı ve ardından gerçekleştirilen parti kongrelerinde de devam etti. Yeni tüzük gereği yapılan parti kongreleri neticesinde Vefa ve Milli Hareket partileri dışındaki Kitle ve Nahda partileri ikiye bölündü. Gerçekleştirilen 5. Olağan Genel Kurul sonrasında Milli Hareket Partisi Başkanı Ziyad Hasan ile Vecih Cuma arasındaki ihtilafta, yeni bir bölünmenin önünü açtı. Vecih Cuma taraftarı partililer, Ziyad Hasan’ın başkanlığını düşürerek, yeni bir yönetim tanzim etti. Bu durum da meclis bünyesindeki partiler arasındaki son bölünme olarak kayda girdi. Bunun yanında Ziyad Hasan ve bazı meclis üyelerinin meclis üyeliklerinin düşürülmesine kadar süreç devam etti. Gelişmeler boyunca Vecih Cuma’nın sahadaki askeri gruplarla olan ilişkisine de yansıyan süreç; Vecih Cuma’yı siyaset yapamaz, hatta Suriye sahasında faaliyet gösteremez hale getirdi. Nitekim tüzük gereği Suriye’de yapılması gereken meclis toplantısı, Gaziantep’te yapılmak durumunda kaldı. Sonunda da Vecih Cuma’nın istifasına neden oldu.

  • Tarihsel Perspektif ve Kronik Sorunlar

Yaşanan gelişmeleri anlamlandırmak ve bir bağlama oturtmak için Suriye’de Türkmen siyasetinin ne olduğunu kısaca da olsa hafızanın bir köşesinde tutmak gerekir. Bu nedenle aşağıdaki paragraflar bu ihtiyacı karşılamak ve kronik sorunları anlamlandırmak üzere yazılmıştır.

Suriye savaşı başlayana kadar herhangi bir örgütlenmesi bulunmayan Suriye Türkmenleri, savaşa müteakip olarak örgütlenmeye başlamıştır. Siyasi, askeri ve kültürel alanlarda faaliyetlerde bulunma fırsatı yakalayan Türkmenler, ilk kurumlarını savaş şartları nedeniyle Türkiye’de oluşturmuştur. Bu noktada, 2011 yılını dahi başlangıç olarak kabul ettiğimizde, Türkmen siyasetinin henüz 9 yıllık bir tecrübeye sahip olduğunu çarpıcı bir gerçek olarak not etmek gerekir. Savaşın ilk yıllarından itibaren Türkmenlerin yaşadığı bölgelerin hedef haline gelmesi ve rejim unsurlarının Türkmenlere yönelik izlediği şiddetli askeri hamleler, Türkmen toplumunu göçe zorladı. Başta Halep ve Bayır-Bucak olmak üzere Humus, Şam gibi bölgelerden Türkmenler göç ederek, başta ve çoğunlukla Türkiye olmak üzere çevre ülkelere göç etmek durumunda bırakmıştır. Bu durum Türkmen nüfusun hem Suriye hem de Türkiye içerisinde tamamen dağılmasına yol açmıştır.

Modern manada Suriye’de Türkmen siyasetinin halk ayaklanması ile başladığını ifade etmenin mümkün olduğu bir zeminde, Türkmenlerin siyaseten kat ettiği gelişim kayda değerdir. Ancak Suriye’nin dinamik seyri göz önüne alındığında mevcut durumun yeterli olduğunu ifade etmekte de güçtür. Bölgeselcilik, elitsizlik, kurumsallıktan uzaklık, finans eksikliği, ideolojik ayrılık, medya zayıflığı, eğitimli nüfusun yetersizliği, anadil sorunu, demografik dağınıklık ve uzaklık Türkmen siyasetinin başlıca sorunlarıdır. Bu sorunların aşılması adına kapsamlı bir program gerekirken en büyük önceliğin, kurumsallaşmaya, nepotizm ve bölgeselcilikle mücadeleye, Suriye’ye geri dönüşe ve eğitime verilmesi gerekliliği ortadadır.

Yazının ana temasını oluşturan günümüz sorunlarını, Vecih Cuma dönemini ve yaşanan siyasi gelişmeleri anlamlandırmak adına bu tarihsel aralığı yeniden hatırlatmak ve önemini vurgulamak hayatidir. Nitekim bugün yaşanan sorunlar, bu tarihsel perspektiften beslenmektedir ve sorunun temelini oluşturmaktadır. Bu nedenle, bahsi edilen sorunlar ortadan kaldırılmadan yeni meclis başkanı, yönetim, partiler veya üyelerin göreve gelmesinin herhangi bir katkısı olmayacaktır. Yukarıda siyaset kurumunu toparlamak adına belirtilen kapsamlı bir program ihtiyacı yadsınmaz bir gerçektir. Söz konusu programında ötesinde Türkmen siyasetinin hatta Suriye Türkmenlerinin bir toplum olarak kabul görmesi, öncelikle Türkmenlerin yeniden yapılandırılması ve teşkilatlandırılmasıyla gerçekleşebilir.


[1] Dışişleri Bakan Yardımcısı Kıran: Türkmen davası daha da güçlenerek yoluna devam edecek, Anadolu Ajansı, 25 Kasım 2019, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/disisleri-bakan-yardimcisi-kiran-turkmen-davasi-daha-da-guclenerek-yoluna-devam-edecek/1655000

[2]Suriye Türkmen Meclisi’nden ‘vatana dönüş’ kararı, Haber7, 8 Temmuz 2019,  https://www.haber7.com/dunya/haber/2876632-suriye-turkmen-meclisinden-vatana-donus-karari

[3] Suriye Türkmen Meclisi, Twitter, 25 Ağustos 2019, https://twitter.com/meclisturkmen/status/1165702940973240322?s=20

[4] Kutluhan Görücü, Suriye’de yeni anayasa süreci ve Türkmenler, Anadolu Ajansı, 7 Ekim 2019,  https://www.aa.com.tr/tr/analiz/suriyede-yeni-anayasa-sureci-ve-turkmenler/1604532

[5] Ayrıntılı bilgi için bknz: Kutluhan Görücü, Tel Abyad ve Çevresindeki Türkmen Köy ve Yerleşimleri, 29 Kasım 2019, http://www.suriyegundemi.com/2019/11/29/tel-abyad-ve-cevresindeki-turkmen-koy-ve-yerlesimleri/

[6] Ayrıntılı bilgi için bknz: Can Acun & Kutluhan Görücü, Suriye Krizinde Göz Ardı Edilen Aktör: Türkmenler, 31 Aralık 2018, https://www.setav.org/perspektif-suriye-krizinde-goz-ardi-edilen-aktor-turkmenler/