Türkiye’nin Muhtemel Askeri Operasyonunda Menbiç Nereye Düşüyor?
05 Aralık 2022

Menbiç, ABD öncülüğündeki Uluslararası Koalisyon’un YPG/SDG’ye sağladığı destek ile Menbiç kentini DEAŞ’tan ele geçirmeye doğru bir operasyon gerçekleştirmesiyle Türk kamuoyunda bilinir hale geldi. Nitekim Türkiye, bu operasyona itiraz ettiği gibi Fırat’ın batı yakasına geçilmesini kırmızı çizgi olarak ilan etti. Ancak ABD, şehir DEAŞ’tan alındıktan sonra yerel unsurların kalacağını ve YPG’nin çekileceğini Türk tarafına taahhüt ederek konuyu kapatmaya çalıştı. YPG/PKK’nın Menbiç’i ele geçirmesinin ardından hedefin Cerablus-Azez hattını alarak Menbiç ve Afrin arasındaki bölgeyi birleştirmek olduğu anlamak zor değildi. Nitekim, YPG’nin Menbiç’i ele geçirmesinin hemen ardından TSK, Fırat Kalkanı Harekatı’na karar vererek bunun önüne geçti. Hatırlanacağı üzere, TSK kısa sürede Cerablus’u ele geçirdikten sonra Menbiç’ten kuzeye doğru ilerleme sağlayan YPG unsurlarını püskürterek Sacur çayını, bir anlamda doğal sınır haline getirdi.

Bilindiği üzere, Fırat Kalkanı Harekatı, TSK’nın Suriye’deki ilk kara harekatı olarak,  sonrasında düzenlenen operasyonlara nispeten zorlu geçti. Yerel partner olarak dönemin Özgür Suriye Ordusu gruplarının eğitimsizliği, zayıflığı, teçhizat ve mühimmat yetersizliklerinin yanı sıra DEAŞ’ın özellikle el Bab şehrinde sivilleri canlı kalkan haline getirmesi, operasyonu oldukça zorladı. 15 Temmuz 2016’nın hemen ardından TSK’nın içinde bulunduğu ortam, operasyona kısa süre içerisinde karar verilmesi gibi etmenler de birlikte düşünüldüğünde hem TSK hem de ÖSO adına zorlu bir süreç yaşandı. Ancak operasyon başarıyla nihayete erdi. Sonuç olarak DEAŞ, Türkiye sınırından temizlendi. YPG’nin Menbiç ile Afrin’i birleştirerek Türkiye sınır hattına yerleşme emelleri de zayi edildi.

Türkiye, FKH’nin ardından gerçekleştirdiği Zeytin Dalı Harekatı ile YPG/PKK’nın Menbiç ile Afrin’i birleştirme hedefini tamamen ortadan kaldırmış oldu. ZDH’nin hemen ardından TSK’nın Menbiç şehrine yönelmesiyle birlikte, şehrin kuzeyine ABD, batı yakasına ise Rusya ve rejim güçleri geldi. Diğer bir deyişle Menbiç’teki PKK varlığına her iki ülkede etten duvar ördü. Türkiye, Menbiç’ten YPG’nin çıkarılması üzerine ısrarlarını sürdürmesi üzerine 4 Haziran 2018’de ABD ile Menbiç Yol Haritası ortaya konuldu. Menbiç Yol Haritası, diğer bir deyişle Menbiç Mutabakatının genel hatları aşağıdaki maddelerde sıralanmıştır:

1) TSK ile ABD Silahlı Kuvvetleri’nin müşterek devriye faaliyetlerine başlaması

2) Müşterek devriyelerin Menbiç bölgesine yayılması

3) ABD yetkililerince YPG mensuplarından ağır silahların toplanması

4) Menbiç’teki tüm terör örgütü mensuplarının bölgeyi terk etmesinin sağlanması

5) Türkiye-ABD tarafından ortak olarak teşkil edilecek yerel yönetim ve yerel güvenlik kuvvetlerince Menbiç’te huzur ve istikrarın sağlanması

Menbiç Mutabakatı neticesinde yalnızca ABD Silahlı Kuvvetleri ile TSK arasında onlarca devriye gerçekleşmiştir. Bunun dışında, ne terör örgütünden ağır silah toplanması, ne YPG/PKK’nın bölgeden çıkarılması, ne de yerel yönetim ve güvenlik teşkilatının teşkil edilmesi gerçekleşmemiştir.

Türkiye’nin 2018 yılında icra ettiği Zeytin Dalı Harekatı’nın ardından 2019 yılında ilk kez Fırat’ın doğu yakasına geçerek gerçekleştirdiği Barış Pınarı Harekatı, Menbiç’te yeni bir dönüşümün de habercisi olmuştur. 14 Ekim 2019’da Suriye Milli Ordusu, Menbiç’e yönelik operasyona başlayarak Yalışlı ve Dandaniye köylerini ele geçirse de operasyon yarıda kalmıştır.

ABD, Barış Pınarı Harekatı’nı ve Menbiç’e yönelik askeri hareketliliği bahane ederek, Menbiç’teki üslerinden Rusya lehine çekilmiştir. Mevcut üslere de Rusya yerleşmiştir. O günden bu yana da Menbiç’in statüsünde herhangi bir değişim yaşanmadı. Rusya birlikte bölgeye, FKH döneminden bu yana rejim unsurlarının da geldiği bilinmektedir. BPH sonrasında Rusya ile Türkiye arasında gerçekleşen Soçi Mutabakatı’na göre de Menbiç’ten YPG/PKK varlığının tamamen sona erdirilmesi öngörülse de bu da gerçekleşmemiştir.


Yine Soçi mutabakatı içerisinde yer alan sınırdan 10 kilometrelik alan içerisinde onlarca devriye faaliyeti gerçekleştirilse de Menbiç’te yaşanan senaryonun benzeri Rusya ile de yaşanmıştır. Türkiye geçmişte olduğu gibi, anlaşmalardan doğan haklarını muhafaza etmektedir. Bu yönde Rusya’nın çabasını görmek istese de geçtiğimiz yıllar bu konuda bir adım atılmayacağını, aksine terör örgütü YPG/PKK’nın ne Tel Rıfat ve Menbiç’ten ne de sınır bölgelerinden çekilmediğini ortaya koymuştur.

Türkiye bu kapsamda öncelikli olarak Tel Rıfat, Menbiç ve Ayn el Arab bölgelerini terör örgütü YPG/PKK’dan arındırmayı arzulamaktadır. Menbiç ve Ayn el Arab bölgelerine yönelik olası bir askeri operasyon, ABD ile Barış Pınarı Harekatı kapsamında gerçekleştirilen anlaşmada direkt olarak yaptırımların devreye girmesini öngörmektedir. Tel Rıfat bölgesi ise buradan istisnadır. Nitekim ABD Tel Rıfat’taki terör varlığını görmezden gelerek yok saymaktadır. Rusya ise Tel Rıfat ve Menbiç bölgelerini, 2019 yılında olduğu gibi rejim bölgeleri olarak görerek Türkiye’nin bu bölgelere yönelik askeri operasyonuna karşı çıkmaktadır.

Tel Rıfat’ta Ruslarla bir çözüm arayışında girişilebilse de Menbiç’te durum farklıdır. Diplomatik olarak ABD ile çalışmanız gerekirken, bölgede 2 askeri üssü ile birlikte Rus askeri bulunmaktadır. Bunun yanında özellikle Arima bölgesinde de rejim varlığından söz edilebilir. Bu yönleriyle Menbiç, muhtemel askeri operasyon hedefleri arasında en grift bölgelerin başında yer almaktadır. 2017 ve 2019 yılında yaşanan fiziki engellemeler de bu durumu ortaya koymaktadır. Ancak YPG/PKK’nın Fırat’ın batı yakasından atılması, sığınmacıların geri dönüşü, başta FKH olmak üzere dolaylı olarak ZDH ve BPH bölgelerinin güvenliği, Süleyman Şah Türbesi’nin asli yerine taşınması gibi sorun başlıklarının çözümünde Menbiç öne çıkmaktadır.