YPG’nin  Deyr ez-Zor Aşiretlerine Mecburiyeti
14 Temmuz 2021

Aşiretler bölgede sadece kimlik oluşturmada değil aynı zamanda sosyal ve askeri mobilizasyon konusunda da önemli rol oynamaktadırlar. Bu nedenle bölgede hâkimiyet kurmak isteyen, aşiretlerle de ilişkiler kurmak zorundadır. Neredeyse tüm mali harcamaları ABD tarafından karşılanan Suriye Demokratik Güçleri (SDG), ABD’nin bölgeden çekilme durumunda gelecekteki varlığı tehlike altında olacaktır. Meşruiyet ve askeri koruma sağlamak dışında ekonominin canlanmasında büyük etkiye sahip olduklarından, daha önce DAEŞ tarafından kontrol edilen bölgelerde bulunan aşiretlerin desteğini kazanmak SDG/YPG için oldukça önemlidir. YPG, ekonominin büyük sektörleri üzerinde kontrolü olmadığından rejime ve seçkin aşiretlere karşı savunmasızdır. Diğer bölgelerle kıyasla YPG, meşruiyet konusunda Deyr ez-Zor’da daha çok sorun yaşamaktadır. Deyr ez-Zor, tarih boyunca önemli bir bölge olarak kabul edilmiştir. Halep, Şam, Bağdat ve Anadolu’dan gelen yolların kavşağında olması, Fırat nehrinin üzerinde olması ve Suriye’nin en büyük petrol kuyuların orada bulunması onu önemli bir bölge haline getirmiştir.

YPG, Haseke ve Deyr ez-Zor’da bulunan tüm petrol kuyularına sahip olsa da bazı kuyuların hizmet dışı olmasından dolayı çok miktarda petrol elde edememektedir ve üretilen petrol fiyatları oldukça düşüktür.[1] Yolsuzluk Deyr ez-Zor’da YPG’nin popülaritesini azaltmış ve aşiretlerle ilişkisini zedelemiştir.[2] Deyr ez-Zor’da bulunan en güçlü aşiretlerden olan El Akidat aşiretinden Şeyh Mutşer’in suikastından sonra YPG’nin bölgede güvenliği sağlayamadığı konusunda eleştiriler artmış ve YPG üzerinde büyük baskı oluşturulmuştur. Birçok aşiret mensubu suikastten YPG’yi sorumlu tutmuştu. Nitekim Şeyh Mutşer’in YPG’ye karşı olduğu bilinmekteydi. Dahası, aşiret liderleri YPG’yi petrol gelirleriyle ilgili yolsuzlukla suçlamışlardır ve ayrıca petrollerin rejim kontrolündeki bölgelere ihraç edilmesine son vermesini talep etmişlerdir. Ancak YPG için Esed rejimine ve Kürdistan Bölgesel Yönetimine (KBY) yapılan petrol satışları önemli bir finansal gelir kaynağıdır. Bu durum YPG’nin bölgedeki varlığını daha çok tehdit altında kalmasına yol açmaktadır. Deyr ez-Zor’da okulların hala kapalı olması, kötü ve zor yaşam koşulları, çoğu zamanlarda su ve elektriğin kesilmiş olması gibi nedenlerde gerilimin yükselmesine dâhildir.[3] Dahası her ne kadar etnik bölünmelere karşı olduğunu iddia etse de ülkenin kuzeyinde bulunan Kürtlere yardım konusunda öncelik verme eğilimindedir. Bu nedenle, Arapların çoğunluk olduğu Deyr ez-Zor‘da YPG yönetimine karşı hoşnutsuzluk yaygındır. Üstelik savaş, yerel ekonomik merkezler arasındaki bağlarda önemli bir düşüşe neden oldu. Aynı zamanda güvenliğin sağlanamaması aşiretlerin YPG ile çalışma teşviklerini azaltmaktadır.

YPG her ne kadar ABD’den destek alıyor olsa da, bölgede varlığını sürdürebilmesi, nüfuzunu arttırması ve son olarak çok kötü durumda olan ekonomik durumunu canlandırabilmesi için yerel halkın, özellikle seçkin aşiretlerin desteğini kazanmak zorundadır. Aksi takdirde, ABD bölgeden çekildiği anda, Arapların çoğunlukla yaşadığı vilayetlerde ve yeraltı kaynaklarının bol olduğu bölgelerde yok olmaya mahkûm olacaktır. Kötü kaliteli hizmetlerin, düşük maaşların, yerel halkın petrol rezervlerinden faydalanamaması, aşiretlerin YPG’yi benimsemesinin zor olduğunu göstermektedir.[4] ABD desteğinin garantisi olmadığından ve YPG’nin yönettiği bölgelerde, özellikle Deyr ez-Zor’da, Arap aşiretlerin hoşnutsuzlukları arttığından dolayı, YPG’nin geleceği belirsizdir. Diğer yandan ise bölgedeki aşiretler için çıkış yolu da bulunmadığı belirtilmelidir. Her ne kadar aşiretler YPG’ye kategorik olarak karşı olsalar da, Deyr ez-Zor’un Suriye’de en çok rejim karşıtı olan bölgelerden biri olduğundan ve YPG dışında başka alternatifi olmadığından mecburen YPG’ye katlanmak zorundadırlar. Kötülerin iyisini seçmek zorunda kalan Deyr ez-Zor halkı için YPG ehveni şerdir. ABD desteğinin garantisi olmadığından ve YPG’nin yönettiği bölgelerde, özellikle Deyr ez-Zor’da, Arap aşiretlerin hoşnutsuzlukları arttığından dolayı, YPG’nin geleceği belirsizdir. Bu bağlamda Deyr ez-Zor bölgesindeki aşiretler için yeni bir alternatifin ortaya çıkması durumunda, aşiretlerin rejim ve YPG’ye karşı bu alternatif ile hareket edeceği öngörülmelidir.

Lüceyn Alravi

 

[1] https://medirections.com/index.php/2019-05-07-15-50-27/wartime/2020-01-28-17-47-29  الاقتصاد السياسي للإدارة   الذاتية لشمال شرق سوريا -  -

[2] Abdullah Al-Ghadhawi, “The Role of Tribes: New Opportunities for Lasting Stability in Deir ez-Zor”, New Lines Institute for Strategy and Policy, 2019

[3] Rena Netjes & Erwin van Veen, “henchman, Rebel, Democrat, Terrorist. The YPG/PYD During the Syrian Conflict”, Netherland Institute of International Relations, CRU Report, April 2021

[4] Dan Wilkofsky “In Syria’s Deir ez-Zor, SDF Conscription ‘severs livelihoods’”, Al-Monitor, 2021