Röportaj Serisi: Ahmed İsmail Ragheb - Osmanlı Üniversitesi İdlib Şubesi Müdürü
17 Temmuz 2018
Röportaj Serisi: Ahmed İsmail Ragheb – Osmanlı Üniversitesi İdlib şubesi müdürü

1968 doğumlu Osmanlı Üniversitesi İdlib şubesi müdürü Ahmed İsmail Ragheb İdlib’te ikamet etmektedir. Ahmed İsmail Ragheb Ekonomi okumuştur.

Röportajı gerçekleştiren: Ömer Özkizilcik

  • Suriye devrimin şu anki durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Suriye devrimi birçok açıdan en zor dönemini geçirmektedir. Askeri olarak zayıf, bölünmüş ve dağınıktır. Siyaseten müşterek bir siyasi oluşum ve siyasi proje kurulamamıştır. Halkın devrime olan desteği azalmıştır. Uluslararası destek açısından devrim gerekli olan desteği alamamaktadır.

  • Suriye muhalefetinin bu duruma düşmesinin sebepleri sizce nedir?

Suriye muhaleferi birçok açıdan zayıftır. Suriye muhalefetin ortak bir paydası bulunmamaktadır. Ayrıca birçok uluslararası ve bölgesel faktörler Suriye muhalefetini bölmektedir. Bu durum ama iyi bir muhalefet elit kesiminin varlığını yok etmez. Fakat bu elit gerekli olan desteği bulamıyor.

  • Türkiye’nin Suriye’deki konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye Suriye’de neyi doğru neyi yanlış yapmaktadır?

Genel anlamda Türkiye’nin Suriye devrimine yönelik tutumu olumludur ve hiç şüphesiz bir şekilde dünyada ve bölgemizdeki en olumlu tutumdur.

Türkiye’nin doğru yaptıkları:

  1. Türkiye 4 milyona yakın Suriyeli mülteciyi kendi ülkesinde ağırlamaktadır.
  2. Türkiye devrimi askeri ve siyasi anlamda desteklemektedir.
  3. Ekonomik ve kültürel anlamda özgürleştirilmiş bölgeleri desteklemektedir.
  4. Türkiye’de ve Suriye’de bulunan birçok Suriyeli STK Türkiye tarafından desteklenmektedir.
  5. Türk ordusunun Fırat Kalkanı Harekatı ve Afrin bölgelerindeki varlığı ile İdlib’te kurulan gözetim noktaları olumlu adımlardır.

Türkiye’nin yanlış yaptıkları:

  1. Türkiye Fırat Kalkanı Harekatı ve Afrin bölgelerinde desteklediği grupların sorumluluğunu üstlenmemesi
  2. Türkiye’nin Suriye’deki grupları birleşmeye zorlamaması
  3. Türkiye’nin Suriye devrimine ve Türk devletinin imajına zarar veren bazı kişiler ile ortak hareket etmesi.
  • Sizce Türkiye Suriye’de ne yapmalıdır? Tavsiyeleriniz olacak olursa bunlar ne olur?

1)

Türkiye İdlib’i koruması gerekmektedir. İdlib bölgesi son kalan özgürleştirilmiş bölgedir ve birçok sebeplerden dolayı Rusya ve İran destekli rejim saldırısına karşı direnme gücüne sahip değildir. Askeri grupların zayıflığı ve kendi aralarındaki rekabet ve yaygınlaşan rüşvet muhalefeti askeri anlamda zayıf düşürmektedir. İdlib’teki özgürleştirilmiş bölgelerin hayatta kalmasını sağlıyabilecek yegane aktör Türk tarafıdır. Türkiye’nin ve özgürleştirilmiş bölgelerdeki insanların da çıkarları doğrultusunda, İdlib bölgesine bir saldırıyı engellemek için üç kanatlı bir yol izlenmelidir.

Askeri açıdan:

  • Rusya ile diplomatik yollarla görüşerek İdlib’e olası bir saldırıyı engellemek
  • Rejim ve muhalifler arasındaki cephe hatlarındaki Türk askeri varlığını artırmak
  • Rejimin saldırma olasılığına karşı Suriyeli muhaliflere silah, mühimmat ve istihbarat desteği sağlamak
  • Cephe hatlarındaki savunma hatlarını rejimin olası saldırısında ilerlemesini engelleyecek düzeyde güçlendirmek

Şuan Suriyeli muhalif gruplar kendi aralarındaki anlaşmazlıklarla uğraşmaktadır. Biz umuyoruz ki Türkiye’nin direktifi doğrultusunda gruplar rejimin olası saldırılarına karşı önlemler alır.

Sivil idari açısından:

Türkiye’nin ve Suriyeli muhalif grupların yardımı ve yönlendirmesi ile İdlib’teki sivil idare için atılması gereken adımlar:

  • Askeri unsurların sivil hayattan çıkması ve sadece cephe hattına odaklanması
  • Şehirlerin içerisindeki tüm askeri karargahların ve cephanelerin şehir dışına çıkarılması
  • İdlib bölgesindeki ekonomi, siyasi, bilimsel, eğitim ve sosyal projelerini idare edecek sivil bir hükumetin kurulması
  • Türkiye tarafından eğitilmiş ve donatılmış sivil polis güçlerin İdlib bölgesinde güvenliği sağlaması
  • Sivil kadroların seçiminde iki hususa dikkat edilmesi: Verim ve Güvenirlik. Nitekim Suriye içerisindeki rüşvet kültürü maalesef çok yaygınlaşmıştır.

Ekonomik açıdan:

Türkiye’deki kardeşlerimizin bölgenin ekonomisini desteklemesini ümit ediyoruz. Bunun için:

  • Suriye’de üretilen ürünlerin Türkiye’ye ihraç edilmesine imkan tanınması gerekmektedir. Şuan sadece Türkiye’den Suriye’ye mal akışı bulunmaktadır.
  • Suriye’ye Türk yatırımların teşvik edilmesi
  • Rejime yönelik bağımlılığın azaltılması doğrultusunda özgürleştirilmiş bölgelerdeki yakıt, elektrik ve iletişim altyapı ihtiyaçların Türkiye’deki kardeşlerden temin edilmesi.
  • Suriye parasına yönelik ciddi adımların atılması. Suriye parası değer kaybetmektedir ve özgürleştirilmiş bölgelerdeki insanlar daha fazla fakirleşmektedir. Eğer alternatif bir para birimi kullanıma girse ve Suriye parasının rejim tarafından özgürleştirilmiş bölgelere ihraç edilmesi durdurulursa, rejime yönelik baskı da artacaktır.

Bu adımların atıldığı takdirde İdlib bölgesi sivil hayat ve askeri açıdan Türk kardeşlerimiz tarafından koruma altına alınmış olacaktır.

2) 

Diğer bir konu ise Fırat Kalkanı Harekatı, Afrin ve İdlib bölgeleri için tek vücut bir Milli Ordu’nun kurulmasıdır.

Suriye’deki hizipçiliğin ne kadar zararlı olduğu birçok açıdan ispatlanmıştır. Suriye’deki gruplar genellikle farklı ideolojiler, farklı yabancı sponsorlar, yönetimlerdeki rüşvet kültürü ve milli bir yaklaşımın eksikliğinden kaynaklanmaktadır.

Bu yüzden Fırat Kalkanı Harekatı, Afrin ve İdlib bölgelerinde bir Milli Ordu’nun kurulması şarttır ve bunu yaparken bazı hususlara dikkat edilmelidir:

  • Liyakat ve Güvenirliğin şart koşulması
  • Aidiyetin mezhepçi, etnik veya bölgesel olmasından ziyade milli bir aidiyetin olması
  • Türkiye’nin bu orduyu eğitip donatması

Bunu gerçekleştirmek için engeller bulunsa da biz Türk kardeşlerimizin bunu başarabilecek güçte ve kudrette olduğunu düşünüyoruz.

3)

Özgürleştirilmiş bölgelerdeki halkın rağbetini ve desteğinin kazanılması önemlidir. Bunun için birçok adım atılması gerekmektedir:

  1. Güvenlik:
    1. Milli Polis güçlerin kurulması ve sadece bu kurumun güvenlikten sorumlu olması
    2. Bağımsız bir yargı sistemin oluşturulması
  2. Sosyal ve Ekonomik Kalkınma:
    1. Özgürleştirilmiş bölgelere yatırım yapılması
    2. Özgürleştirilmiş bölgeler arasında ve yurt dışına yönelik ticaretin teşvik edilmesi
    3. Özgürleştirilmiş bölgelerde altyapı çalışmaları yapılması, yol, su, elektrik ve iletişim ihtiyaçların karşılanması
    4. Eğitim kurumların canlandırılması
    5. Sağlık kurumların canlandırılması. Hastane ve kliniklerin yapılması ve gerekli kadroların eğitilmesi
    6. Özgürleştirilmiş bölgeler için bir merkez bankasının kurulması ve merkez bankasının para politikasını belirlemesi
    7. Kamplarda yaşayan ve zorla göç ettirilen insanların yaşam standartların artırılması
  3. Milli şahsiyetler ile çalışılması:
    1. Özgürleştirilmiş bölgelerde rüşvetin ve kaosun artmasından dolayı sivil halk liyakatli ve güvenilir yöneticiler istemektedir. Türkiye liyakatli ve güvenilir şahsiyetler ile beraber hareket etmelidir. Öyle olmadığı takdirde sivil halkın desteği azalacaktır.
  4. Aşırılık ve cehalet ile mücadele edilmesi:
    1. Özgürleştirilmiş bölgelerdeki insanlar El-Kaide ve El-Kaide türevlerin aşırılığı altında ızdırap çekmektedir. Yaygınlaşan suikastlar sivil halkın devrime olan desteğini azaltmıştır ve rejime katlanma yönündeki fikir artmıştır. Bunun için aşırılık ve cehaletten kurtulmamız gerekmektedir. Nitekim böyle sivil halkın desteği artacaktır.