Putin-Erdoğan Zirvesi Öncesi Rus Tacizleri ve Ankara’nın YPG Üzerinden Mesajları
27 Eylül 2021

Eylül’ün son günlerinde Rusya lideri Vladimir Putin ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında gerçekleşecek zirvede ana gündem maddesi İdlib’in geleceği olacak. Bu zirve öncesi taraflardan İdlib’e dair açıklamalar gelirken bir yandan da bölgeyi hedef alan Rus saldırıları yaşanmakta. Saldırılarda dikkat çeken nokta ise sadece İdlib ile sınırlı kalınmaması ve İdlib’e ek olarak Afrin[1] ve Rasulayn’daki[2] muhalif unsurların da hedef alınması oldu. Afrin’de Basilhaya, Basufan[3] ve Barad[4] Rasulayn’da ise el-Dardara köyündeki[5] Suriye Milli Ordusu (SMO) unsurları Rus hava bombardımanına hedef oldular.

İdlib’in aksine doğrudan TSK tarafından kontrol altında bulunan Afrin ve Rasulayn’daki bölgelerin Rus savaş uçaklarınca hedef alınması Moskova’nın Putin-Erdoğan zirvesi öncesi gözdağı olarak okunabilir. Bu tarz diplomatik zirve öncesi tacizler Moskova’nın bölge politikası geleneğine oldukça uygun. Öte yandan Türkiye de bu tacizlere cevabı YPG’nin bulunduğu farklı cephelerde vererek zirve ve sonrasına dair mesajlar verdi. Tel Temir[6] ve Ayn İsa’da YPG mevzileri TSK tarafından hedef alınarak Fırat’ın doğusunun da her an Türkiye tarafından tekrar hedefe konulacağı mesajı net şekilde verildi. Buna ek olarak Afrin ve Halep kırsalında SMO unsurları YPG unsurlarına karşı saldırılarda bulunarak Rus saldırılarına cevabı karada YPG üzerinden vermiş oldu. Kafr Lusin, Eriha ve Cebel Zaviye TSK’nın bölgeye yeni destek güçlerinin mevzilendiği hatlar olarak dikkat çekerken Rusya’nın Afrin-İdlib hattında hava saldırısı düzenlediği bazı noktaların Türk gözlem noktalarına yakın yer olduğu da göz önünde tutulmalı. Moskova’nın TSK unsurlarını taciz eder hedef seçimlerine karşın TSK’nın yeni konvoylarla bölgede mevzilenmesi geri adım atma ihtimalinin şu an için sahada pek sinyale sahip olmadığını gösterdi.

2020’nin ilk aylarında İdlib’de patlak veren yoğun çatışmalarda TSK’nın rejim unsurlarını yoğun hedef aldığı hatırlandığında ve bugün YPG unsurlarının hedef alındığı da düşünüldüğünde Ankara’nın Rusya’nın bölgesel ortağı olarak Esed rejimi ve YPG’yi aynı yerde gördüğü söylenebilir. Rus Dışişleri Bakanı Lavrov’un İdlib için Suriye’deki “son terörist karakol” ifadesi kullanması Moskova’nın en azından şimdilik YPG’yi “dost” unsur olarak gördüğünün bir başka dışavurumu oldu. Ankara ise YPG’yi Rusya’nın adını pek anmadan bölgedeki bir numaralı terörist tehdit olarak gördüğünü vurgulamaya devam ediyor. YPG’nin Afrin’in TSK tarafından ele geçirildiği günlerde rejim ile yakın teması ve halen Tel Rıfat’ta Rus ve rejim unsurlarıyla koordineli hareket etmesi YPG-Moskova-Şam ilişki ağını anlamak açısından önemlidir. Putin-Erdoğan zirvesinin sonuçsuz sona erdiği ve çatışmanın alevlendiği bir senaryoda YPG’nin TSK tarafından pek çok noktada hedef alınması ise oldukça muhtemeldir. Putin-Erdoğan görüşmesinin sonuna kadar Rus tacizlerinin ve karşı cevapların devam edeceği beklenilen bir durumdur. Henüz ne Rus ne de Türk tarafından sahada geri adıma yönelik bir mesaj gelmemesi bu taciz ve karşılık sürecinin kanlı geçme ihtimalini güçlendiriyor. Yine de sürecin nereye doğru evrileceği iki liderin zirvesi sonucunda daha net olarak görülebilir.


Ömer Behram Özdemir

 

[1] https://salemreporters.com/russia-launch-a-massive-airstrike-in-southern-afrin-10-people-killed/ , Erişim Tarihi: 27 Eylül 2021.

[2] https://twitter.com/QalaatM/status/1442151563171020808 , Erişim Tarihi: 27 Eylül 2021.

[3] https://twitter.com/IdlibEn/status/1441703437578686466 , Erişim Tarihi: 27 Eylül 2021.

[4] https://twitter.com/putintintin1/status/1442030363749097472 , Erişim Tarihi: 27 Eylül 2021.

[5] https://twitter.com/IdlibEn/status/1442150458504720385 , Erişim Tarihi: 27 Eylül 2021.

[6] https://twitter.com/IdlibEn/status/1441350714584813571 , Erişim Tarihi: 27 Eylül 2021.