DEAŞ’ın Suriye’de Yeniden Yükselişinin Nedenleri
30 Kasım 2020

DEAŞ’ın Irak’ta başlayan ve Baghuz’un düşüşü ile nihayetlenen alan hakimiyeti süreci sonrası tamamen çözülüp etkinliğini yitireceğini öne süren uzmanlar yanıldı. Kısa süreli sessizliğin ardından hem Irak hem de Suriye’de yavaş yavaş tekrar aktif hale gelen örgüt, son bir senedir yükselen bir saldırı trendiyle eylemlerini sürdürüyor. Suriye özelinde bakıldığında, rejim güçleri (Ordu ve muhtelif milis grupları), YPG ve bağlı gruplar ile muhalifler, DEAŞ saldırılarının hedefi haline geldi. Örgüt, baskınlar pusular bombalı saldırılar ve suikastlarla sürekli alanda aktif konumda.

Bilhassa merkez ve doğu Suriye’deki çöle yakın bölgelerde etkin olan DEAŞ, Mayadin-Suhne-Tedmür çevreleri başta olmak üzere istikrarlı bir şekilde rejim güçlerini hedef alıyor. Bu duruma müdahale etmek amacıyla çöl bölgelerine gerçekleştirilen Rusya komutasındaki harekatlar ise DEAŞ unsurlarının geri çekilerek bir kısım hücre evleri ve depolarını kaybetmelerine ve kısa süreli bir “eylemsizlik” durumuna geçmelerinden başka ciddi bir sonuç alınamadığı görünmekte. Alan kontrolü stratejisine yüz çeviren örgütün, çöldeki operasyonlarda çekilme&saklanma süreçleri daha hızlı ve daha az maliyetli olurken bu esnada kaybedilen silah ve mühimmatlardan çok daha fazlasını takip eden aylarda rejime karşı yapılacak baskınlarda tekrar ele geçirecekleri bölgeyi takip edenler tarafından bilinen bir gerçek.

Muhalif medya kanalı Enab Baladi DEAŞ’ın yükselişine dair muhtelif araştırmacılara ve yayınlanmış raporlara dayanan bir dosya hazırladı. Jusoor for Studies’ten Abdulvahab Assi’nin görüşleri ve Omran Dirasat’tan Sasha el-Alu’nun çalışmasına[1] atıfta bulunularak örgütün yükselişiyle alakalı başlıca etkenler belirlendi.[2] Dosyaya göre, DEAŞ’ın Suriye çatışma sahasındaki diğer aktörlerin aksine, çöl şartlarında hayatta kalıp teşkilatlanabilmesi örgüte çevresindeki yoğun düşman varlığına rağmen kırsal bölgede korunaklı cepler kurabilme ve yeniden yapılanma imkanı tanımakta. Böylece düşman unsurlara yüksek maliyet çıkarırken kendi namına düşük bir maliyet ile operasyon yürütmekteler.

DEAŞ’ın kendine has yapısından kaynaklı avantajların yanında konjonktürel şartlara bağlı avantajları da mevcut. Covid-19 pandemisi kaynaklı yaşanan kaosu lehine kullanmak arzusunda olan örgüt, bu dönemde aktif olan operasyon bölgelerinde saldırıların sayısını arttırırken yeni noktaları da harekat alanı içine aldı. Pandeminin daha da hızlandırdığı ekonomik sıkıntılar ise DEAŞ için bir başka fırsat kapısını açtı. Örgütün “Haçlıların en kötü kabusu” olarak adlandırdıkları pandeminin yol açtığı ekonomik sıkıntılar ve artan yolsuzluklar rüşvetin çok daha işlevsel bir araç haline gelmesine ve örgütün bölgedeki her türlü askeri unsurun ( rejim ve diğerleri) içerisine daha kolay sızabilmesine sebep oldu. Gerçekleşen nokta saldırılar ve pusularda örgüt istihbaratı kadar bu sızmalardan elde edilen istihbaratın da etkisi olduğu düşünülmekte.

Son konjonktürel fırsat ise bölgede YPG ile rejim arasındaki gerilim. Örgüt gizli hücreleri vasıtasıyla Deyr ez-Zor’da gerçekleştirdiği suikastler ile zaten araları gergin olan Arap aşiretler ile YPG’yi birbirine düşürmeyi amaçlıyor. Doğu Suriye’deki bu hareketliliğinin sebebi ise bölgenin örgüt için hem silah ve mühimmat hem de petrol geliri elde etme hususunda halen hayati önem taşıması. Böylece hem diğer aktörlerin birbirleriyle çatışmasını sağlayarak bölgede manevra yapılabilecek boşluklar oluşturabilecek , hem de eylemlerin artan şekilde devam etmesini sağlayarak finans ve cephane elde edebilecek.

Ömer Behram Özdemir 

 

[1] https://bit.ly/2HWOeXl, Erişim Tarihi: 27 Kasım 2020.

[2] https://english.enabbaladi.net/archives/2020/11/factors-contributing-to-islamic-states-possible-return-in-eastern-syria/ , Erişim Tarihi: 27 Kasım 2020.