DAEŞ’in İdlib’teki varlığının tarihselliği
26 Ocak 2018

DAEŞ’in İdlib’teki varlığının tarihselliği

DAEŞ’in elde ettiği kontrol sahası kazanımlarından önce örgütün İdlib’teki geçmişe dönük varlığına, nasıl ve ne şekilde ilerleme kaydettiğine bakılması mevcut durumun anlaşılmasına ve kavranmasına yardımcı olacaktır. Keza örgütün İdlib’teki varlığı belirli bir tarihselliğe dayanmaktadır. 2015 yılının Mart ayında ‘’Fetih Ordusu’’ çatısı altında birleşen muhaliflerin şehri ele geçirmesi[1] ile birlikte İdlib yaklaşık 3 yıldır muhaliflerin kontrolü altındadır. Ve DAEŞ, bu 3 yıllık süre zarfı içerisinde hiçbir zaman İdlib’te bu manada bir toprak kontrolü sağlayamamıştır. Ancak şehir içerisinde hücre yapılanmaları kurarak suikast ve canlı bomba saldırısı gerçekleştirecek kapasiteye sahip olmuştur. Birçok kez de bu tür saldırılar gerçekleştirerek muhalif örgütlenmelerin lider kadrosu başta olmak üzere muhalifleri hedef almıştır. Nitekim Halep’in rejim tarafından kuşatmaya alınmasından sonra, 2016 yılının Aralık ayının sonuna doğru, bölge halkı içerisinde muhalif örgütlenmeleri hedef alan gösteriler düzenlenmiştir. Bu gösteriler sırasında bir takım kişiler DAEŞ bayrakları ile birlikte ‘’Halk İslam Devletini istiyor’’ sloganları eşliğinde gösteriler düzenlemiştir.[2]4 Temmuz 2017 tarihinde İdlib’te bir ‘’Kur’an öğretim merkezine’’ gerçekleştirilen bombalı araçlı[3] saldırı sonrası başta Heyet Tahriru’ş Şam (HTŞ) olmak üzere Ahraru’ş Şam’da DAEŞ hücrelerine yönelik baskınlarda bulunmuş, DAEŞ’in İdlib üst düzey yönetimi dahil olmak üzere birçok militan yakalanmıştır. Bu baskınlar sırasında bombalı araç, suikast silahları, canlı bomba saldırısı gerçekleştirmek üzere hazırlanmış yelekler ile birlikte bu üretimi sağlamaya yönelik kimyasal emtialar ele geçirilmiştir.[4]Gerçekleştirilen tüm baskınlara rağmen İdlib’te DAEŞ varlığının tamamen etkisiz hale getirildiği söylenemez. Nitekim bu baskınlardan sonra da İdlib şehrinde bombalı araç saldırıları gerçekleşmiş[5] ancak üstlenen olmamıştır. DAEŞ’in genel manada İdlib’te saldırılarını üstlenmeme gibi bir eğilim içerisinde olması da hücre yapılanmalarının tam anlamı ile bitirilemediğine dair bir işaret olarak değerlendirilebilir.

DAEŞ’i İdlib’e Götüren Süreç

7 Ekim 2017 tarihinde HTŞ’nin rejim ve müttefiklerini Ebu Dali köyü içerisinde kuşatmaya alması ve Hama kuzeyindeki kazanımlarını ilerletmesi rejimi kaygılandıran bir durum olmuştur. 8 Ekim’de HTŞ’nin Ebu Dali’de kontrolü sağlamasının ardından rejim Ukayribat bölgesinde 40 gün kuşatma altında tuttuğu DAEŞ’e bir koridor açarak Hama kuzeyinde HTŞ’nin elinde tuttuğu köylere geçmesine olanak tanımıştır. Beklenmedik bir saldırı ile karşılaşan ve rejim ile savaşmaya odaklanmış HTŞ, bölgeden hızla çekilmek zorunda kalmış ve böylelikle DAEŞ onlarca köyü kontrolü altına alarak İdlib’e kadar uzanacak hakimiyetine başlamıştır.

Bu süreç Türkistan İslam Partisi’nin de destek sağladığı rejime yönelik operasyonun durmasına, HTŞ’nin DAEŞ’in ilerleyişini durdurmaya yönelik saldırılar düzenlemesine sebep olmuştur. HTŞ, DAEŞ karşısında da başarı yakalamış ve onlarca köyü geri alarak kontrol sağlamıştır. Ancak bu süreç tekraren DAEŞ’in rejime koridor açması ile birlikte sekteye uğramış ve rejimin HTŞ’ye yönelik operasyonlara başlamasına zemin oluşturmuştur.

Rejiminde açılan bu koridor ile HTŞ-DAEŞ arasındaki savaşa dahil olması bazı ÖSO gruplarının da savaşa katılmasına neden olmuştur.[6] Çatışmalar rejim lehine devam etmiş, HTŞ karşısında oldukça kayıp veren DAEŞ’in yeniden mobilize olmasına ve gücünü tahkim etmesine sebebiyet vermiştir. Bu sürecin rejim lehine devam ederek sürmesinde, muhalifler arasındaki güç mücadelesi ve çatışmaların olduğu söylenebilir. Nitekim bu yaşanan çatışmalara Suriye muhalefetinin büyük bölümü katılmamıştır. Bu noktada HTŞ içerisinde yaşanan krizlerde HTŞ’nin savaşa gönderecek birlik bulmasında yaşadığı sıkıntılarda etkilidir. Özellikle de El Kaide lideri Eymen Ez-Zevahiri’nin yayınladığı ses kaydı sonrası[7] HTŞ içerisindeki (kaba tabir ile) El Kaideci-HTŞ’ci ayrımı, tutuklanan muhalif liderler ve onların destekçisi olan genç militanların savaşlara katılmaması ciddi sonuçlara neden olmuştur.[8] Bu süreç HTŞ içerisinde ses kayıtları hadisesinden sonra oluşan bölünmelere yenisini eklemiş bu sefer de El Kaideci kanat örgütten ayrılarak Ceyşul Badiye ve Melahim gruplarını kurmuşlardır.[9]

Rejimin Ebu Zuhur operasyonu bağlamında DAEŞ’in İdlib’teki Varlığı ve Geleceği 

28 Aralık 2017 tarihinde Rusya’nın yoğun hava desteği ile rejimin Ebu Zuhur havaalanını kontrol altına almak amaçlı başlattığı operasyon DAEŞ’in bölgede ilerlemesinin temel kaynağını oluşturmuştur. İdlib ve Hama kırsalını Halep batısından ve İdlib’in güney batısından gerçekleştirilen kuşatma planını devreye sokan rejim bu saldırı taktiği ile başaralı olmuş ve hızla ilerleme katetmiştir. [10]

Özellikle bu süreçte Rusya’nın yalnızca cephe noktalarını değil İdlib kasabalarında sivilleri de hedef alan hava saldırılarında bulunması, onlarca sivilin hayatını kaybetmesi[11] ve on binlercesinin bölgeden göç etmesi[12], HTŞ’nin hem DAEŞ hem de Rusya destekli rejim saldırılarına karşı koymakta başarısız olması diğer muhalif gruplarında cephe hatlarına gelmesine neden olmuştur. Birçok muhalif grup konvoylarla cephe hattına gelerek rejimin hızlı ilerleyişine darbe vurmuş ve ilerleme sağlayarak birçok köyü yeniden ele geçirmiştir. DAEŞ’de muhaliflerin maruz kaldığı bu geniş çaplı operasyondan faydalanarak çok ciddi çatışmalar yaşanmadan birçok köyü muhaliflerden ele geçirdi.

Muhalifler etkin bir şekilde savunma yapmasına karşın rejim ilerlemeyi sürdürmüştür. Özellikle Halep batısından da daraltılan muhaliflerin Halep güneybatısı kırsalında ve Kuzey Hama kırsalındaki alanları kontrol edemez noktaya gelmiş 18 Ocak 2018 tarihinde DAEŞ, bu bölgede çok ciddi ilerleme kaydederek onlarca köyü muhaliflerden ele geçirmiştir. Bu bölgelerin ele geçirilmesinden sonra DAEŞ,  İdlib güneyinde rejimin elinde bulunan Sincar kasabasına yönelerek bu bölgede de birçok köyü rejimden ele geçirerek İdlib kırsalındaki hakimiyetini genişletmiş ancak Sincar’da etkinlik kuramamıştır. DAEŞ, bu süreçte resmi haber ajansı olan Amak Ajansını da daha aktif bir şekilde kullanmış ve bölgeden İdlib/Hama eyaletleri başlıkları ile yayım yapmıştır.

Son durumda DAEŞ’in bölgede elinde tuttuğu kırsal alan İdlib, Hama ve Halep eyaletlerinin kesiştiği bir nokta bulunmaktadır ve örgütün bu üç eyaletin kırsalında hakimiyeti söz konusudur. Ağırlığı Hama kırsalında olsa da rejim Sa’an batısından DAEŞ topraklarına yönelik saldırıları örgütü İdlib’e kanalize olmaya sevk edecektir. Nitekim rejimde DAEŞ’in kendisinin onu yönlendirebileceği şekilde bölgede varlığını devam ettirmesini istemekte ve böylelikle muhalif noktaları daha rahat bir şekilde ele geçirebilmektedir. Özellikle de Astana’da varılan çatışmasızlık anlaşmalarında DAEŞ ve El Kaide’nin ayrı tutulması ve bu şekliyle DAEŞ’in bölgede varlığı rejime hukuki zeminde kazandırmaktadır.[13] Aynı zamanda DAEŞ’in düzenli ordulardan farklı olarak yıpratıcı ve kayıp verdirici saldırıları muhalifler mevzileri sarsmakta ve ek savaşçı ihtiyacı doğurmaktadır. Bu nedenle rejimin Ebu Zuhur askeri havaalanı hedeflerinden sonra muhtemel İdlib operasyonu için DAEŞ hem hukuki hem de askeri anlamda elini güçlendirecek unsur olacaktır. Son durumda İdlib’te bulunan muhaliflerle sınır bağlantısının arasında rejim bulunsa da ilerleyen süreçte rejimin Hama’da yaptığı gibi bir koridor açması şaşırtıcı olmayacaktır. DAEŞ’in İdlib kırsalında ilerlemesi İdlib içerisinde bulunan hücre yapılanmalarının da aktifleşmesine neden olabilir. Ve İdlib’te bulunan DAEŞ destekçisi militanların güvenli yol buldukları takdirde DAEŞ’e katılmak maksadıyla Güney İdlib’e yönelmelerine sebebiyet verebilir. Tüm etkenler göz önüne alındığında kısa vadede DAEŞ’in bu bölgeden çıkarılması mümkün görünmemektedir.

Dipnotlar


[1] Syrian rebel capture Idlib city in joint offensive, Al Jazeera, http://www.aljazeera.com/news/2015/03/syrian-rebels-capture-idlib-city-joint-offensive-150328142110241.html
[2] https://twitter.com/Nidalgazaui/status/809750622094454784
[3] İdlib’de Kur’an kursuna saldırı: 7 ölü, 16 yaralı, Habertürk, http://www.haberturk.com/dunya/haber/1552386-idlib-de-kur-an-kursuna-saldiri-7-olu-16-yarali
[4] Ayrıntılı bilgi için bkz: Halid Abdurrahman, Tahriru’ş Şam’dan İdlib Kentindeki IŞİD hücre evlerine baskın, Suriye Gündemi, http://www.suriyegundemi.com/2017/07/18/tahrirus-samdan-idlib-kentindeki-isid-hucre-evlerine-baskin/
[5] İdlib’te HTŞ’ye yönelik canlı bomba saldırısı, MepaNews, (12.10.2017), http://www.mepanews.com/haberler/9943-idlib-te-hts-ye-yoenelik-canli-bomba-saldirisi.html?platform=hootsuite,  ‘At least 23 killed’’ in car bomb blast in Idlib city in Syria, Independent, (07. 01. 2018), http://www.independent.co.uk/news/world/middle-east/syria-idlib-attack-explosion-terrorism-isis-assad-a8146851.html
[6] Hama’da son durum, Suriye Gündemi, (23.11.2017), http://www.suriyegundemi.com/2017/11/23/hamada-son-durum-23-kasim-2017/
[7] Zevahiri’den Suriye’de dengeleri değiştirecek açıklama, MepaNews, https://www.mepanews.com/haberler/11521-el-kaide-lideri-dr-eymen-ez-zevahiri-den-suriye-aciklamasi-tam-metin.html
[8] HTŞ’den tutuklamalar hakkında açıklama: Davamız için her meşru yolu kullanacağız, MepaNews, https://www.mepanews.com/haberler/11413-hts-den-tutuklamalar-hakkinda-aciklama-davamiz-icin-her-mesru-yolu-kullanacagiz.html
[9] Jaysh al-Badiya and al-Malahim, BBC Monitoring, https://monitoring.bbc.co.uk/product/c1domcfl#section2
[10] Bu sürece kadar DAEŞ-HTŞ-Rejim eksenli Hama savaşındaki ayrıntılı bilgi için bknz: Halid Abdurrahman, Hama’daki DAEŞ varlığı ve değişen güç dengeleri, Suriye Gündemi, http://www.suriyegundemi.com/2017/12/11/hama-daes-varligi-ve-bolge-degisen-guc/
[11] İdlib’e hava saldırıları: 24 ölü, Anadolu Ajansı, http://aa.com.tr/tr/dunya/idlibe-hava-saldirilari-24-olu/1024975
[12] Hama’dan 80 bin kişi İdlib’in kuzeyine göç etti, Anadolu Ajansı, http://aa.com.tr/tr/dunya/hama-dan-80-bin-kisi-idlib-in-kuzeyine-goc-etti/1023816
[13] Astana’dan çıkan sonuç muhalifleri memnun etmedi, Milliyet, http://www.milliyet.com.tr/astana-dan-cikan-sonuc-muhalifleri-dunya-2384361/