Suriye’de savaşın kaybedeni “Çocuklar”
09 Şubat 2020
İnsan Hakları Konseyi, 43. Oturum, 13 Ocak 2020, Bağımsız Uluslararası Araştırma Komisyonu’nun Suriye’deki Çocuk Hakları İhlalleri Üzerine Rapor:

Rapordaki bilgiler, 2011 ve Ekim 2019 tarihleri arasında Suriyeli çocuklar ve görgü tanıkları, hayatta kalanlar, hayatta kalanların akrabaları, tıp uzmanları, silahlı grupların üyeleri, sağlık uzmanları, avukatlar ve etkilenen toplulukların üyeleriyle yaklaşık 5 bin kişiyle görüşerek  elde edilmiştir.

Çocuklarla görüşmeler şahsen yapılmış ve konunun hassasiyeti nedeniyle ebeveyn onayı alınmıştır.

Suriye’nin her tarafında çocuklar şiddete ve istismara maruz kalmaktadır. İç savaşın siviller üzerindeki yoğun etkilerinden yola çıkıldığında çocuklar, birçok alanda mağdur olmakla birlikte uluslararası insan hakları kanunu çerçevesinde sahip oldukları korunma haklarından mahrum bırakılmaya devam etmektedir.

Hükümet yanlısı güçler, devlet dışı silahlı aktörler, terörist örgütler ve Birleşik Devletler’in liderlik ettiği uluslararası koalisyonun Suriye’deki öldürme ve yaralama sebebiyle çocuk haklarını ihlal ettikleri röportajlar ve belgelerle kanıtlanmıştır. Bir doktorun raporuna göre, 2013’de Halep’te her gün en az bir çocuk ateşli silahla yaralanmıştır. 2016’da hükümet güçlerinin yürüttüğü hava saldırılarında Hamas çevrelerinde bir okul vurulmuş, 7-17 yaşları arasında 21 çocuk yaşamını yitirmiş, 61 çocuk ise yaralanmıştır.

Devlet dışı silahlı aktörler ve terörist örgütler ise çocukları okula giderken ya da okul bahçesinde toplanmış haldeyken hedef almakla birlikte sayısız çocuğun ölümüne sebep olmuştur. 11 Ekim 2016’da Dera Kenti yakınlarında Taht el-Nitak okuluna silahlı örgütler tarafından düzenlenen saldırıda birisi 5 yaşında olmak üzere 6 çocuk hayatını kaybetmiş, 20 çocuk yaralanmıştır.

Komisyon, Birleşik Devletler’in öncülük ettiği uluslararası/global koalisyonun hava saldırılarının da sivil, özellikle çocuk kayıplarına neden olduğunun vurgusunu yaparak, koalisyonun sivil kaybını engelleme ya da minimize etme konusunda başarısız olduğuna dikkat çekmiştir. Komisyon tarafından belgelenen bir olayda, koalisyonun düzenlediği bir hava saldırısında DEAŞ tarafından kontrol edilen Mansurah’da yer alan El-Badiye okuluna yapılan saldırıda 21’i çocuk olmak üzere 150 kişinin yaşamını yitirdiği kaydedilmiştir.

Çocuklar zorla silah altına alınıyor

Komisyonun raporuna göre, çocuk hakları ihlallerine konu olan bir diğer husus ise çocukların zorla silahlandırılmaları, casus ya da haber alma elemanı olarak kontrol noktalarında görevlendirilmeleri ve şiddete teşvik edilmeleridir. Komisyon, bir çocuğun gönüllü olarak silahlı bir çatışmaya dahil olmasını meşru bir gerekçe olarak kabul edilmediğinin altını çizmiştir. Örnek olarak, komisyonun röportaj yaptığı bir kişi, DEAŞ üyelerinin 16 yaşındaki bir çocuğun kardeşlerinin öldürmesinin ardından, hükümetin bunu gerekçe göstererek çocuğu orduya katılmaya nasıl teşvik ettiğini anlatmıştır. Aynı zamanda, raporda çocukların silahsız olarak da çeşitli işlerde görevlendirildiğine değinilmiştir. Örneğin, bir erkek çocuğunun 2013’te ağır bir şekilde yaralanana kadar taşıyıcı olarak kullanıldığına, yaralıların taşınması ya da ilaç taşınması gibi görevlerde kullanıldığına yer verilmiştir. Bazı silahlı grupların üyelerinin röportajlarına dayanarak çocukların benzer işler sırasında yakalandıklarında hükümet güçleri tarafından öldürüldüğüne sık sık tanıklık edilmiştir. Diğer yandan komisyon YPG/PKK’nın, kendi savunmalarının aksine, eğitime erişim desteği kampanyalarıyla birçok kız ve erkek çocuğunu silahlandırıp çatışma alanlarına savaşmaya götürdüğüne değinmiştir. Öyle ki, yapılan röportajlarda bir kişi, çatışmada 10 yaşındaki bir çocuğun AK-47 taşımaya çalıştığı ve ağır geldiği için sürükleyerek götürdüğüne tanık olduğu bilgisine yer vermiştir.

2012’den beri 2,5 milyon çocuk mülteci kamplarında

Komisyonun raporda ele aldığı bir başka konu ise Suriye’de çatışma bölgelerindeki çocukların eğitim haklarından mahrum bırakılmasıdır. Gerek hükümet güçleri gerek devlet dışı silahlı aktörler ya da terörist örgütler tarafından çocukların eğitimi sürekli sekteye uğramaktadır. Raporda, tarafların saldırılarının okulları hedef aldığını, aynı zamanda saldırılardan sonra oluşan korkuyla bazı okullarda sınıfların bodrumlara taşındığına dikkat çekilmektedir. Örneğin, 2015 yılında yapılan bir saldırıda Şam’da bulunan Abdurrahman el-Kazen Okulu sınıflarını bodruma taşımıştır. Öte yandan, komisyon, terörist örgütlerin eğitim sektörü üzerindeki kontrolünün arttığının vurgusunu yapmıştır. 2014’te DEAŞ sınava giden öğrencileri taşıyan bir otobüs konvoyuna saldırı düzenleyip, 13-14 yaşlarındaki 153 erkek çocuğu alıkoymakla birlikte beyin yıkama faaliyetleri gerçekleştirmeye çalışmış, kaçmaya çalışanlara ya da itaatsizlik edenlere ağır cezalar vermiştir. Bunun yanında raporda alıkonulan çocukların ciddi derecede psikolojik ve fizyolojik şiddete maruz kaldığı belirtilmiştir. Çocukların hayati önem taşıyan ilaçlardan mahrum bırakıldığı ve açlıkla yüz yüze bırakıldığı vurgusu yapılmaktadır. Tanıklardan ve kurbanlardan toplanılan bilgilere göre, alıkonulan çocuklar cinsi şiddete, tecavüze ve işkenceye maruz kalmaktadır. Diğer yandan, DEAŞ, diğer silahlı örgütler ve terörist gruplar tarafından erken yaşta evliliğe zorlanan, tecavüze uğrayan ve çocuk doğuran kız çocukları belgelenmiştir.

Son olarak, rapor çatışmanın çocuklar üzerindeki etkilerine değinirken, 2012’den beri tahmini 2.6 milyon çocuğun yerinden edildiğine ve yaklaşık 2.5 milyon çocuğun ise mülteci kamplarında yaşadığına değinmiştir. 8 yıllık çatışma sürecinde çocukların sağlık, eğitim gibi temel haklarının büyük ölçüde kısıtlandığına değinilmektedir. Şimdiye kadar 2.1 milyon çocuğun okulu bıraktığı görülmüş olup, nitelikli öğretmenlerin öldürüldüğü ya da ülkenin başka bölgelerine kaçmak zorunda kaldıkları ayrıca raporda kaydedilmiştir.